SAADET ÇELİK

SAADET ÇELİK

MHP’DEN "İYİ PARTİ'YE" DESTEK

A+A-

Uzun zamandan beri kendisini çıkmazlardan çıkmazlara sokan, ideolojik söylemlerin ötesine geçemeyen hele ki  7  Haziran seçimlerinden sonra iyice kriz yaşamaya başlayan MHP, rotasını Erdoğan yönüne çevirmiş durumdaydı. Bu rota yeterli gelmemiş olacak ki Devlet Bahçeli, Erdoğan ile aynı gemi içerisinde olmayı tercih etti.  Ah o gemide bende olsaydım, açık denizlere yol alsaydım diyen başka bir siyasetçi çıkar mı? Çıkabilir! Burada çıkmışı var. MHP gibi köklü bir parti, neredeyse 50 yıllık siyasi bir geçmişe sahip parti, kendi politikalarını üretmek yerine Erdoğan a desteği ve AKP nin işlerini kolaylaştırmayı seçti.  14 Kasım 2017 Salı günü MHP grup toplantısın da Devlet Bahçeli yaptığı açıklamalarla AKP, gemisinde yolculuk yapacağını resmen ilan etmiş bulundu.

MHP, varlığını büyük ölçüde Tayyip Erdoğan’la olan ilişkisine bağlamış bulunmakta. Bu süreç Erdoğan’a yanaşma süreciydi son açıklamalarla birlikte beraber yol alma hareketine dönüşmüş durumda. Tabii ki bu ilişki tanımsız bir ilişki, çünkü ortada adı konulmuş bir protokol yok. İttifak yok. Bahçeli, sonuna kadar AKP ile yan yana mücadelemiz devam edecektir diye dursun, Erdoğan tarafından aynı ölçüde bir yanaşma yok. Hiçbir zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ilişkiyi gündeme getirdiğini, yücelterek övgüyle bahsettiğini Türkiye’nin en önemli birlikteliklerinden birisi gibi gösterdiğini görmüyoruz. Muhakkak 50+1 için MHP ye ihtiyacının farkında lakin bu durumu öne çıkaran bir ilişki tarzına girmiyor.

MHP özellikle Kürt sorunundaki barışçıl yöntemlerden vazgeçilmesi neticesinde Erdoğan’a desteğini esirgemedi fakat eğer bir gün Erdoğan barışçıl yöntemlere geri dönmeye karar verirse  (Erdoğan’ın 15 yıllık siyasi yaşamına baktığımızda yaşadığı krizlere göre sürekli çizgisini değiştirebilen bir siyasetçi olduğunu görmekteyiz) Bahçeli gerçekten zor durum da kalacaktır. Kendi içindeki muhaliflerin harekete geçmesiyle sarsıntı yaşayan MHP bu politikaları sayesinde kendisini bir daha toparlanamaz hale sokmuştur.

 Devlet Bahçeli seçim barajının düşürülmesini istemekte diğer yandan da dolaylı olarak bana oy vereceğinize gidin AKP ye oy verin demekte. Bu şartlar altında MHP’nin  %10 luk barajı geçmesi hatta seçim barajı % 5’e indirilse dahi herhangi bir geleceğinin olabileceğini düşünmesi akıl dışı. Bu siyaset anlayışı ile kendi kendini yok eden bir partiye dönüşerek tarihin tozlu raflarında yer almaya hazırlanıyor.

 Meral Akşener, in eli bu noktada güçleniyor.

İyi Parti,  MHP ile tartışmak mücadele etmek zorunda kalmıyor. İyi Parti,ye yol veren, farkında olmadan önünü açan, destek veren MHP oluyor.

 Meral Akşener,   eğer güzel adımlar atabilirse elbette bu neticeler en çok onun işine yarayacaktır. Bu koşullarda İyi Parti belli bir kitlenin değil toplumda her kesimi kucaklayan vizyon sahibi bir parti olabilmeli.  İyi Parti, ideolojik söylemlerin ötesinde çağa ayak uydurarak toplumda karşılık bulacak gelecek planları yapmak zorunda. Bu  bağlamda İyi Parti’den toplumun beklentisi çok yüksek.  İdeolojik politik krizlerin içinde debelenmeyi bırakıp toplum refahını ve kaliteli yaşam standartlarına ulaşmayı hedeflemeli.  Bireysel hak ve özgürlükler adına, demokratik, hukuk devleti adına umut olmalı…

 

Bu yazı toplam 88737 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar