MEHMET ERDEM

MEHMET ERDEM

AHLAKİ MESELE

A+A-

2020 yılında başlayan Pandemi süreci ile birlikte ülkemizin üzerinden felaketler eksik olmuyor. Allah daha beterlerinden saklasın.
Pandemi süreci getirmiş olduğu sıkıntıların neticesinde, bütün Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de ekonomik sıkıntılar, ekonomik daralmalar yaşandı. Bu sıkıntıları halen çekmekteyiz. Ekonomik sıkıntılar nasıl atlatılırın hesapları yapılırken, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 10 ilimizi, 13,5 Milyon insanımızı etkileyen Deprem felaketi ile karşı karşıya kaldık. Bu felaketin yaralarını sarmak, herhalde bir on yılımıza mal olacak gibi.
Deprem felaketinin ardından Bilecik’te konunun uzmanları ile basın masası programları çektik. Mimar ve mühendislere biz gazeteciler sorduk, onlarda cevapladılar. İnsanlarımızın kafalarındaki soru işaretlerini gidermeye çalıştık. Pandemi sürecinde evlere kapandığımız zamanlarda fırsatçıların nasıl meydanlara çıktıklarını gördük. Zaman geldi maske bulamadık, zaman geldi 3 kuruşluk malın 5 kuruşa bir günde şahitlik ettik. Ekonomik krizde de aynı olayları yaşadık. Bazı fırsatçıların özellikle gıda maddelerinde karaborsacılığı nasıl hortlattıklarını gördük. Marketlerde saat başında değişen fiyat etiketleri ile karşılaştık. Deprem anında da aynı manzaralar yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Deprem bölgesine gidenlere bir bardak çayı 50 TL’den, bir şişe suyu 70 TL’den satanların haberlerini okuduk. Deprem bölgesine gönderilen yardım malzemelerini yağmalayanları, talan edenlerin var olduğuna şahitlik ettik. Öyle ki, Milletin malını canını teslim ettiği bir emniyet müdürünün, yardım malzemelerini hem de devletin resmi arabasına yükleyerek hırsızlık yaptığını ve malzemeleri utanmadan evine götürdüğünü gördük. Bin liralık ev kiralarının iki günde 4 bin liralara, beş bin liralara çıktığını gördük. Deprem felaketinde insanlarımızı depremin değil, malzemeden çalarak çürük binalar yapan müteahhitlerin, yapılan inşaatları denetlemeyen denetçilerin, çürük zeminlere inşaat yapılmasına göz yuman yetkililerin öldürdüğüne şahitlik ettik.
Geçtiğimiz günkü basın masasındaki konuklarımız olan Mimar ve Mühendis arkadaşlarla depremi, depremde yıkılan binaları, çürük zeminleri konuşurken, deprem yönetmeliklerimizin, bununla ilgili kanunlarımızın yeterli olduğunu fakat sorunun bu yönetmelik ve kanunların uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koydu arkadaşlarımız. İşin temelinin “AHLAKİ” olduğunu, kanunların, yönetmeliklerin çok iyi olmasının insanların ölmesini engellemeyeceğini, önemli olanın bu kanun ve yönetmelikleri uygulayanların Ahlaki sorunlarının bulunmaması gerektiğini söylediler. Haksızda değiller. Her zaman var olan, fakat son zamanlarda dünya malı uğruna, üç kuruş fazla kazanma hırsına yenik düşen Ahlak yoksunlarının çoğalması, ülkemizdeki felaketlerin artmasına, oluşan felaketlerin yaralarının daha da büyük olmasına yol açmaktadır. İyi mimar, iyi mühendis, iyi inşaatçı, iyi yöneticiden evvel, iyi ve güzel Ahlaklı insan yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte bir kez daha yaşayarak öğrenmiş olduk. Bu da bizlere Devletimizin ve Milletimizin başına gelen bütün felaketlerin sebebinin Ahlaksızlık olduğunu göstermektedir.  
Ahlakın ve Adalet’in her alana yerleşmesi ve hâkim olması dileklerimle.
Hoşça ve Dostça Kalınız.  
 

Bu yazı toplam 20918 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.