MEHMET ERDEM

MEHMET ERDEM

ÇİFTÇİ SON NEFESTE

A+A-

14 Mayıs Dünya Çiftçiler günü idi. Ülkemizin birçok ilinde ve ilçesinde olduğu gibi, bir tarım şehri olan Osmaneli’de de Dünya Çiftçiler günü es geçildi. Ülkemizde yılın her günü türlü türlü etkinlikler düzenlenip, coşku ile kutlanırken, 80 Milyon vatandaşı doyurmak için, gece gündüz, yaz kış demeden zor şartlar altında çalışan çiftçilerimizi “Çiftçiler Gününde” pek hatırlayan olmadı. Onlar nasıl olsa tarlalarında ırgat gibi çalışıyor, para kazanamasa da üretmek için çabalıyor, koca koca beyler de evlerinde, konaklarında, her akşam lüks restoranlarda onların ürettiklerini yiyiyorlar. Eğri oturup doğru yazmak bizim işimiz. Birileri alınacakmış diye de gocunacak yanımız yok. AK Parti iktidarının ekonomik politikalarını gözden geçirmesinin zamanı geldi. Bakınız 15 yıldan bu yana Türkiye Ekonomisi İnşaat sektörü ile döndürülmeye çalışılıyor. Yollar, Köprüler, Tüneller, Hava alanları ve en önemlisi tarım arazilerinin yok edilerek dikilen koca koca gökdelenler. Türkiye ekonomisini ayakta tutanlar, küçük ve orta ölçekli esnaflar ile çiftçiler iken, şimdi bu sektörler can çekişir hale geldi. Çiftçi feryat ediyor. Üretmek istediklerini, fakat ürettiklerinin satışından elde ettikleri gelirlerinin maliyetlerini bile karşılamadığını söylüyorlar. Nasıl karşılasın ki, yat sahibi kodamanlar mazotu ÖTV’siz bir b uçuk liraya alırken, çiftçi Dört Lira Elli Kuruştan alıyor. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonun (ÇİFTÇİ-SEN) açıkladığı rapora göre, 2002 yılında Ekilen alan 26 Milyon 579 Bin Hektar iken, 2016 yılında 23 Milyon 900 Bin Hektara inmiş. Çayır ve Meralar 14 Milyon 617 Bin Hektar iken, 2016 yılında 14 Milyon Hektara gerilemiş. 2004-2016 yıllarını kapsayan süreçte tarıma sağlanan destek sadece 3,5 kat artarken, bankaların verdiği nakdi kredi miktarı 13,5 kat artmış. Çiftçilerin takibe düşen kredi miktarı ise 9 katına çıkmış. Bütün bu şirket ve bankalar yanlısı tarım politikasından dolayı çiftçi, üretemez hale getirilmiş. Türkiye nüfusu 45 Milyon iken ülkede hayvan sayısı 83 Milyon idi. Kişi başına yaklaşık 2 hayvan düşüyordu. Şimdi nüfusumuz 80 Milyona dayandı ancak hayvan sayımız 50 Milyon civarında. Hayvancılıkta ihracatçı olan ülkemiz ithalatçı duruma düştü. Çiğ süt fiyatları 2014 yılından beri artırılmadı. Yem fiyatları ise her yıl sürekli yükseldi. Bakınız AK Parti Hükümeti yeni bir karar aldı. 2018 yılından sonra sadece şirketlerin sertifikalı tohumlarıyla üretim yapan çiftçilere teşvik verileceğini açıkladı. Yerel, atadan kalan tohumlarla çiftçilik yapanlara teşvik verilmeyecek. İşte size tohum şirketlerini kayıran, onların lehine nefis (!) bir politika. Bu uygulama ile çiftçiler tohum şirketlerine göbeğinden bağımlı hale getirilecektir. Buğday üretimi 2002 yılından 2016 yılına 1,5 Milyon Hektar daraldı. Türkiye bugün Rusya’dan buğday alıyor. Fiyat politikaları nedeniyle çiftçi Arpa ekmiyor, yemde ithalatçı duruma gelindi. 2002 yılında 492 bin aile Şeker Pancarı Ekerken, 2016 yılında 106 bin aile ancak pancar ekebiliyor. 2002 yılında 7 Milyon 770 Bin Dekar arazide Pamuk ekilirken, 2016 yılında bu rakam 4 Milyon 800 Bin Dekara düştü. Çayda üretici tamamen gözden çıkarıldı, ÇAYKUR, Varlık fonuna devredildi. Görüldüğü gibi ülkemizin tarım hayatı perişan edilmiştir. Köylü açtır, sefildir, perişandır. Ak Parti Hükümeti durmadan gökdelenler dikmeyi kalkınma zannediyor. Gayrimenkul üreterek kalkınmanın sağlandığı dünyada görülmemiştir. Bu gökdelenler çok yakın bir zamanda çiftçilerimizin mezar taşı olacaktır. Hükümet çiftçiye, köylüye el uzatmalı, üretimi artırmanın yollarını aramalıdır. Yoksa yakın bir gelecekte, yapılan gökdelenler birer birer satılıp, Meksika’dan Nohut, Brezilya’dan Kuru Fasulye, Uruguay’dan Mercimek, Rusya’dan Buğday almaya devam edeceğiz de, Nereye Kadar?

Bu yazı toplam 2407 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum