MEHMET ERDEM

MEHMET ERDEM

DEVLET+BELEDİYE+ÖZEL SEKTÖR TOPYEKÜN KALKINMA

A+A-

Bu ülke ne çekti ise hep bürokrasiden çekti. Yıllarca bugün git, yarın gel mantığı, ne vatandaşa iş yaptırabildi, ne kurumlara. Devlete sırtını dayayıp, nasıl olsa maaş geliyor mantığı ile aybaşını getirenler, maalesef Türkiye’nin önünü tıkadılar.

Oysa kalkınma topyekûn olmalıydı. Devlet vatandaşına her konuda yardımcı olmalı, yatırım yapacak olanların önünü açmalıydı. Cebinde parası olup ta yatırım yapacak olan iş adamlarına, esnaflara bin bir dereden su getirildi. Adeta “Kardeşim ne işin var yatırımla, git yatır paranı bankaya, al faizini bak keyfine” dendi.

Ak Parti Hükümetleri döneminde çıkan Belediyeler yasası ile belediye başkanlarına birçok yetkiler tanındı. Hizmet yerelden olsun mantığı ile yapılan bu çalışma ile bazı belediyeler yatırımcılara her türlü desteği verdi, önlerini açtı. Öyle ki yatırım yapmak isteyen iş adamlarına bazı belediyeler arsa, alt yapı hizmetlerinde kolaylıklar sağladılar. Bunları yapan belediyeler illerini, ilçelerini ve beldelerini daha da geliştirdiler. Yok, biz hala aynı eski kafadan gideriz, bürokrasiyi tam uygularız diyenler de köhne birer sözüm ona şehir olarak kaldılar. Oysa kalkınma, gelişme, büyüme, Devlet, Belediye ve Vatandaşın el ele vermesi ile olur. Vatandaşın cebinde parası varsa, yatırım yapmak istiyorsa özellikle belediyeler bunlara yardım etmeli, hatta beldesinde bulunan zenginleri yatırım için teşvik etmelidir. Her şeyi ben yaparım, yatırımları ben getiririm, fabrikayı da, oteli de, restorandı da ben kurar, ben işletirim mantığında olan belediyeler, her daim beldelerini küçük bırakmaya mahkûm ediyorlar. Özellikle nüfusu az olan, kendi geliri olmayıp, iller bankasından gelen paralar ile bütçesini oluşturan belediyelerin yatırım yapma şansları sıfırdır. İşçisinin, memurunun maaşlarını ödeyemeyenler, yatırımı nasıl yapacaklar. Hadi yaptı diyelim, yaptıkları yatırımları kendileri nasıl çalıştıracaklar. Çay ocağı çalıştıran, dondurmacı dükkânı işleten, kendi işçisini şehir tuvaletlerinde görevlendirip oradan para toplatan belediyeler mevcut. Her şeyi ben yaparım, benim yaptığım doğrudur mantığı ile hareket edilmesi, özel sektöre vurulan en büyük darbedir. Oysa günümüzde vatandaşlarımız bile artık birçok şeyin özelleştirilmesini istiyor. Bir Devlet Hastanesi ile bir Özel Hastaneyi kıyaslamaya kalktığımızda, Devletin Hastaneleri eksilerde kalıyor. En basitiyle bir belediyenin çalıştırdığı çay bahçesi ile, özel sektörün işlettiği çay bahçesindeki çayların tadı bile bir başka oluyor.

Sözün özü; Günümüz serbest piyasa ekonomisinde, Devlet ayakkabı fabrikası işletmemeli, belediyeler çay bahçesi, dondurmacı dükkânı çalıştırmamalı. Devlet özel sektördeki müteşebbislerin önünü açıp, yatırım yapmalarını sağlamalıdır. Tabi ki özel sektör de yatırımını adam gibi yapıp, Devlete olan mükellefiyetlerini yerine getirmelidir. Devlet, Belediye, Özel sektör ve vatandaş el ele vermeli, kalkınmayı, gelişmeyi ve büyümeyi hep birlikte sağlamalıdır. Devlet ve Belediyeler kontrolör olmalı, özel sektörü ve vatandaşı teşvik etmelidir. Yoksa 40-50 yıl öncesinin vesayetçi kafaları, bürokrasi âşıkları her şeyi ben yaparım derse, ne kalkınma olur ne büyüme. Eller Uzayın derinliklerini keşfetmeye devam ederken, bizler yerimizde saymaya devam ederiz. 

Bu yazı toplam 2250 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.