Yapılanları takdir ederek halka duyurmak, yapılamayanları eleştirmek gazetecilik mesleğinin gereğidir. Bizlerde aklımız erdiğince, kalemimiz yettiğince bu işi yapmaya çalışıyoruz. Elbette ki takdir edenler de var, bizleri eleştirenlerde. Fakat her halükârda biz işimizi yapmaya devam edeceğiz. Birileri takdir etsin diye değil, halkımız gerçekleri öğrensin diye bu işi yapmaya gayret ediyoruz. 

Osmaneli ilçemiz Bilecik ilinin en bereketli topraklarına sahip, nüfusunun yüzde elliden fazlasının çiftçilik yaparak geçindiği bir ilçemiz. Yani desteklenmesi gereken bir ilçemiz. Tarıma ve çiftçiye destek vermesi gereken kuruluşlardan biri de Ziraat odaları. Osmaneli ilçemizde 4 yıl öncesine kadar çiftçiye hiçbir faydası olmayan, sadece çiftçiye “Çiftçi Kayıt Belgesi” ve üye aidatı alması dışında bir hayrı dokunmayan Osmaneli Ziraat Odası yönetimi, 2019 yılı Şubat ayında yapılan genel kurul ile delegeler tarafından yenilendi. Osmaneli Ziraat Odasının 2019 yılı öncesini Osmaneli ilçemizde bilmeyen yoktur. 1 Milyon Liradan fazla borcu olan, önceki yöneticileri mahkemelerde ceza almış, batık bir Ziraat Odası. Yeni Başkan ve yeni yönetim iş başına gelince ilk iş olarak Ziraat odasının borçlarına el atmışlar. Yaklaşık 4 yılda 1 Milyon Liralık borcun %90 nını ödemişler. Üstüne bir de çiftçilerimizin kullanacağı makineler almışlar. Takip ettiğim kadarıyla ufak çapta da olsa bir iki yıldır fide satışı ve diğer ekipman satışları yapmaya başlamışlar. Oda üyesi Çiftçilerin 250.TL olan aidatlarını 50.TL’ye düşürmüşler. Çiftçi memleketi olan Osmaneli ilçemizde Ziraat Odasının 4 yılda, bunca borca ve zorluğa rağmen yaptıkları bunlar. Elbette bizlerin takip edemediği veya bilmediği hizmetleri de vardır. Bunları da öğrenir yazarız elbet. 

Osmaneli Ziraat Odasının 2023 yılı Şubat ayında olağan genel kurulu yapılacak. Geçtiğimiz hafta delege seçimleri yapıldı. Ne hikmetse gerek delege seçimlerinde gerekse yapılacak olan Genel Kurulda mevcut yönetimi değiştirmek için olmadık kişiler, olmadık kurumlar devreye girmeye başlamış. Mevcut başkana oy verilmemesi konusunda Muhtarları arayan yetkili ve etkili kişilerden, siyasetçilere kadar birçok kişi ve kurum işin içine dalmış vaziyetteler. Elbette ki her yerde olduğu gibi Osmaneli Ziraat Odası seçimlerinde mevcut başkan ve yönetimin karşısına adaylar çıkabilir. Hatta yapılan ve yapılamayan işler için eleştiri de getirilebilir. Buna saygı duymak gerekir. Yine bazı siyasi partiler bile kendi parti üyelerinden birilerinin başkan olmasını ve yönetime gelmesini isteyebilir. Buna da saygı duymak gerekir. Fakat burada olmaması gereken işler oluyor. Devletin tarafsız kalması gereken Kurumları ve bu kurumların başındakiler de Osmaneli Ziraat Odası seçimi için devreye girmiş durumdalar. Delegelere baskı yapmalar, İktidar Partisinin ilçe başkanı ile iş tutmalar, birlikte hareket etmeler, mevcut başkanı ve yönetimi devirmek için her türlü baskıyı yapmalar. Bunlara sebep nedir deyince araştırdığımızda da karşımıza çok acayip işler çıktığını görüyoruz.  Osmaneli ilçesinde belirli süre kalacak olan atanmışların bir Oda seçimine müdahil olmaları, ne demokrasiyle bağdaşıyor, ne de milletin (Delegenin) iradesiyle. Atandıkları her ilçede, her kurum ve kuruluşla art niyet gözetmeksizin çalışması gerekenlerin, kurum ve kuruluşlar kadar Siyasi Partilere de eşit mesafede durması gerekenlerin seçim işlerine bulaşmaları, tarafsızlıklarını yitirdiklerinin bir göstergesi değil midir? Yarın aynı başkan ve yönetim seçildiğinde, seçimlere müdahil olmaya kalkan atanmış Devlet yöneticisi, bu oda ile nasıl çalışacak. Çiftçiye hizmet etmek amacıyla kurulmuş olan bu yapılar Özerk kuruluşlardır. Bırakın kendi işlerini kendileri görsünler. Bırakın kendi seçimlerini kendileri yapsınlar. Delege kimi isterse onu başkan, kimi isterse yönetici yapsın. Sizlerin görevi bu odaları Devlet kurumu olarak desteklemektir. Onların çalışmalarına yardımcı olmaktır. Devleti bu işlere neden bulaştırırsınız anlamak mümkün değil. Hani Bir Bakan Görevinden istifa ederken, “AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI” demişti ya, son yıllarda Osmaneli ilçemizde de aynı durumlar yaşanmaya başlamış. Görevi olmadığı halde köy yollarını denetleyen, devletin yaptıracağı okulun ihalesinin ne şekilde olacağına müdahale eden ilçe başkanları, diğer yanda görevi haricindeki işlere müdahale etmeye kalkan atanmış devlet yetkilileri. 

Şimdi söyleyince kızıyorsunuz, yazınca köpürüyorsunuz da, bir konak için işleri buralara kadar getirmeye, işleri karıştırmaya ne gerek var. Herkes işini yapsın, ama layıkıyla yapsın. Öyle değil mi?

Hoşça ve Dostça kalınız.