Bir işi yaparken ehline sormaya “MEŞVERET” veya “İSTİŞARE” denir. İstişare sünnettir. Kur’an-ı Kerimde mealen (Yapacağın işi önce meşveret et) buyruluyor. (Al-i İmran 159)
İyi kimseler övülürken de (İstişare ederek İş Yaparlar) buyruluyor. (Şura 38)
Hadis-i Şeriflerde de buyruluyor ki; (İstişare, Pişmanlığa Karşı Kaledir) (İ. Maverdi)
Yapacağı işi ehli ile istişare edene, o işin en güzeli nasip olur. (Taberani)
Hz. Âdem Aleyhisselam “İşlerinizi istişare ile yapınız. Eğer ben, yasak meyve konusunda Meleklerle istişare etseydim, musibete maruz kalmazdım” buyuruyor. 
Sevgili Dostlar.
Dinimiz de İstişareye çok büyük önem verilmiştir. Peygamber Efendimiz bile birçok işini istişare ederek görmüştür. Fakat günümüzde birçok değerimiz, birçok hasletimiz gibi istişare etmeyi de yok ettik. Özellikle yönetici kısmı istişareyi aklına bile getirmez oldu. Öyle seçilmiş ve atanmış yöneticilerimiz var ki, her işi ben bilirim, benim her dediğim doğrudur, ben kimseye danışmam der ve yaptıkları her işte hüsranla sona erer. Dedim ya özellikle seçilmişlerimizde bu sabit fikir daha çok. Bir yerlere seçilenler, daha seçildikleri günün akşamından itibaren her şeyi kendilerinin bildiklerini, her şeyi kendi akıllarından bulduklarını sanıyorlar. Etraflarındaki kişilere hiçbir şey danışmadan, her konuda fikir üretiyorlar. Oysa “Her şeyi Bilen, Hiçbir Şey Bilmez” diye bir söz vardır. Bakınız bugün ülkemizde sistemin değişeceği bir anayasa çalışması yapılıyor. İki kişi oturup anayasanın değişmesi konusunda çalışma yapıyor. Kime sordular, kimlere danıştılar, kimlerle istişare ettiler koskoca bir hiç. Çünkü onlar seçilmişler ya her şeyi onlar bilirler. Ben şunu iddia ediyorum ki, Anayasa da değişecek olan maddelerden, kendi milletvekillerinin bile haberi yoktur. Sistem öyle bir kurulmuş ki, her şey tek adam üzerine. Tek adam ne derse o. Bu yukarıda da böyle, aşağıda da böyle. Seçilen Milletvekilleri, Seçilen Belediye Başkanları, hatta bir STK’na başkan seçilen birisi bile, etrafında danışacak, istişare edecek, kafası çalışan, fikir sahibi hiç kimseyi istemiyor.  “Ben Yaptım Oldu” zihniyetine bürünüp her şeyi kendileri yapmaya kalkıyorlar. Bütün yetkileri kendilerinde toplayıp, her şeye hükmetmeye başlıyorlar. Tabi neticede işin hakkından gelemeyip, işleri Arap Saçına döndürüyorlar. Ne zaman ki seçilmiş ve atanmış yöneticiler, en tepeden en aşağıya kadar, meşveret ederler, istişarede bulunurlar işte o zaman yanlış iş yapmazlar, yapılan yanlışları da düzeltirler. 
İstişare edenler, hiç pişman olmaz elbet
Danışacak bir yerin varsa, ne büyük nimet.
Şaşkınlık içindesin, sendeki bu çile ne?
Eğer bin bilsen bile, sormalısın bir bilene. 
Kalın Sağlıcakla.