MEHMET ERDEM

MEHMET ERDEM

SOSYAL ADALET

A+A-

Son birkaç aydır ülkede hissedilen bir ekonomik daralma var. Esnafı, çiftçisi, memuru, emeklisi herkes ekonomik zorluklardan yakınıyor. Ülke ekonomisi üretime dayalı bir büyüme yerine, son yıllarda sadece inşaat ekonomisi ile büyümeye çalışınca, gelinen nokta da ekonomik krizler oluyor. Bakınız son iki aydır, yaz aylarına rağmen enflasyonda artış var.

Banka kredileri ile TOKİ konutları ile, kredi kartları ile vatandaş tamamen borç sarmalına dolanmış. Çözmeye çalıştıkça daha da karmaşık hale geliyor. Ekonomik krizin çok da belli olmaması için, Devlet Kredi Garanti Fonu ile bankaları tekrardan kredi vermeye yönlendirdi. Bankaların da işine geliyor. Verdikleri krediler ödenmese de nasıl olsa Hazine Garantisi var. Leblebi şekeri gibi kredi dağıtmaya başladı bankalar. Türkiye’de 81 ilden 79’u gırtlağa kadar borca batmış. 79 ilde yaşayanlar, Bankalardaki mevduat toplamından daha fazla kredi kullanmışlar. 2011 yılında icra takibindeki toplam kredi borcu 18 Milyar 973 Milyon lira iken, 2016 yılı sonunda icra takibindeki toplam kredi borcu 58 Milyar 103 Milyon Liraya ulaşmış. Yani borç toplumun büyük kesimine yayılmış. Herhalde Sosyal Adalet denen şey bu olsa gerek. Toplumun sadece belirli bir kısmı borçlu olmasın, Sosyal Adalet gereği borcu toplumun her kesimine yayalım demişler. Oysa ülkemizde üretime dayalı ekonomi ile, Tarımda, Sanayide, Turizmde daha planlı programlı işler yapılsaydı, ülkemizde ne Devlet ne de Millet bu kadar borca batmayacaktı. Sosyal Adalet ile, borçlar değil, ülkenin gelirleri vatandaşa paylaştırılıp, millet daha zengin hale gelecekti. Oysa bizde tam tersi bir uygulama var. Her yıl kişi başına milli gelir artacağına, kişi başına borç miktarı artıyor.

Millet borç yüzünden, esnaf parasızlık yüzünden, büyük iş adamları ekonomik kriz yüzünden düşüm düşüm düşünür hale geldi. Millet düşünmekten kafayı yiyecek.

Öyleyse millet kafayı yemeden gelin biraz da gülelim, tebessüm edelim.

Güney Afrika’da Mandela öncesi, bizdeki havuz medyası gibi bir medya vardı.
O medyaya göre tüm ülkede sosyal adalet vardı!
Bu durumu merak eden genç iş adamı gider ve durumu yerinde inceler.
Bir müddet dolaştıktan sonra uzun bir kuyruk görür. Kuyruk “Gandi” adlı sinema filminin bilet kuyruğudur. O da kuyruğa girer. Önündeki adam; “Beyefendi siz yabancısınız galiba! Burada beyazlar kuyruğa girmez, sizlerin gişesi ayrıdır” der.
Genç utana sıkıla gişeye gider ve “Salonun arka tarafından bir bilet” der.
Gişedeki eleman; “Efendim burada beyazlar salonda değil, balkonda otururlar” deyip biletini verir.
Film arasında genç adam tuvalete gitmek ister.
Görevli; “Efendim, burada beyazlar tuvalete gitmezler, balkondan aşağı doğru işerler” deyince bizimki şok olmuş bir durumda yerine oturmuş. Filmin ikinci yarısında o kadar sıkışmış ki, karanlıktan yararlanıp balkon kenarından çişini yapmaya başlamış. Tam işini bitirecekken aşağıdan gür bir ses gelmiş;
“Efendi, siz yabancısınız galiba, hep aynı yere işemeyin, bu ülkede sosyal adalet var, serpiştirin de herkese eşit gitsin…”

Borçların değil, milli gelirin Sosyal Adalet anlayış çerçevesinde Millete eşit dağıtılacağı günler dileğiyle.

Hoşça Kalın, Dostça Kalın

Bu yazı toplam 2162 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.