SERKAN KARYAĞDI

SERKAN KARYAĞDI

KÜÇÜK ÇİFTÇİ BÜYÜK ÇİFTÇİ

A+A-

Tarım sektörü şüphesiz sorunları çok ve çeşitli olan bir sektör. Ben ülkemizde tarım sektöründe lokomotif problemin “ortalama üretim alanı” büyüklüğü olduğuna inanıyorum. Küçük parsellerde üreticilik yapmanın birçok problemi de beraberinde getirdiğine inanıyorum. Maliyetleri her kalemde artırıyor. Sürdürülebilirliği baltalıyor dolayısıyla rekabet gücünü bitiriyor. Birkaç aşamada “küçük üretici”, “büyük üretici” kavramlarını irdeleyelim. Küçük üretici vergiden muaftır. Onun dışında her şey küçük çiftçinin başına derttir. 5 dekar üretimi parsellere ayırıp, yıllık iyi bir planlamayla semt pazarlarında satmak hariç, günümüz koşullarında bu büyüklükte tarım yapmaya ısrar eden üretici yakın gelecekte yok olacaktır. Çünkü 5 da üretim için, sulama sistemi, traktör, toprak işleme ekipmanları, ilaçlama ekipmanları zorunlu olmakla beraber aynı ekipmanlarla 50 dekarı işlemek de mümkündür. Zirai ilaç ambalajları dahi min 400 lt’ye göre paketlenir, 400 lt su ile en az 10 da yer ilaçlanır. En basit anlamda bu bile maliyet demek oluyor. Bu sene götürü karpuz tarlası satın almak üzere hatrı sayılır bir halci ağabeyimizi Osmaneli’ye davet ettik. Parça parça 60-70 dekar götürü tarla satın aldı. Dekarı 2000-2300 TL bandında. Halbuki Medetli köyünde tarlaların dekarı ortalama 2500-3000 TL civarı satılmıştı. Kendisine sordum “neden Medetli 3000 iken sen 2000 teklif verdin?” “beni götür o satılan arazilere” dedi. Gittik 1 arkadaşın 70 dekarlık tek çizi altındaki arazisine gittik. “Bana böyle arazi göster ben de 3000’e alayım” dedi. Kıssadan hisse, büyük parsellerde üretim yaparsak satımda bile işçilik ve nakliye maliyetlerinden dolayı avantajlı konuma geçiyoruz. Miras yapısından ötürü üreticinin elinde büyük parsel yok bunu biliyorum. Ancak, eğer büyük çaplı üretim yapacak durumumuz yoksa üretici birlikleri, kooperatifler, sözleşmeli üretim yöntemleriyle üretim alanlarımızı genişletebilir, maliyetlerimizi düşürebiliriz. Geniş çaplı üretim yapılması, maliyetleri aşağı çekeceği gibi satışı da kolay ve sürdürülebilir hale getirmemize yardımcı olacaktır. Birlik ya da kooperatif dediğimizde şimdi çekimser duranlar, damlama teknolojisi, aşılı fide teknolojisi gündeme geldiğinde de direnç göstermiş ancak işin faydası ispat edildiğinde herkesten fazla onlar işe sarılmışlardı. Bu sebeple bir yerden başlamak gerektiğine inanıyorum. Ülkemizde tarım politikaları bu yönde ilerliyor. Sakın kimse çıkıp “destekleri hibeleri büyük firmalar götürüyor” demesin. Belediyemiz Bebka desteği ile harikalar yaratmadı mı? Düğün salonları ve içmelerdeki otel haricinde “Paketleme soğuk hava tesisi” kurmadı mı? Oğulpaşa’da yine Bebka desteğiyle sulama neredeyse bedavaya gelmedi mi? Çerkeşli 14 köye su sağlamıyor mu? Bireysel olarak Kemal KABAKÇI, güneş enerjisiyle elektrik üretip sulama yapmıyor mu? Soğucakpınar’da Mehtap Erdoğdu kardeşime sera için destek gelmedi mi? Dmek ki proje varsa devletten destek var. Ne tarım ne siyaset kahve köşelerinde yapılmaz. İcraat zamanı, birlik zamanı, akıl zamanı. Hepinize hayırlı cumalar...

Bu yazı toplam 2581 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.