SERKAN KARYAĞDI

SERKAN KARYAĞDI

KAYNAKLARIN KULLANANILMASI

A+A-

KAYNAKLARIN KULLANILMASI

Ben bir ziraat mühendisiyim ve ülkem, mesleğimin tabiri caizse konuşturulacağı tek ülke. Türkiye toprakları tarım ve hayvancılık konusunda sayısız kaynağa sahip nadir topraklardan. Kökenimiz 6000 yıl öncesine “ANAV” kültürüne dayanıyor ve atalarımızı diğer toplumlardan ayıran özellik hayvancılığı, dolayısıyla hem hayvanlarını hem kendilerini doyurmak için tarımı kullanan ilk kültür olmaları. Peki biz büyük büyük torunlar onlarca kuşak sonra dedelerimizden kalan bu eşsiz mirası nasıl değerlendiriyoruz kısaca irdeleyelim.

“Bombus Arısı” hiç duydunuz mu? Doğada tüm arılar içgüdüsel tozlayıcılardır. Einstein “eğer arılar olmazsa dünyada insanlık 4 yıl var olabilir” demiştir. Bomuslar tombik ve şirin oldukları kadar çiftçi dostu bir arı ırkıdır. Sakin yapıları ve düzenli koloni sistemleri onları, kolay ıslah etmeye olanak sağlar. Ülkemizde 30 yıldır üzerine çalışmalar yapılan bu biyolojik tozlayıcılar, 20 yıldır ticari olarak tarım sektöründe son rakamlarla 25 milyon liralık bir pazara sahiptir. Peki ya dünya? Tam 100 yıldır bu minik mucizeler üzerinde çalışıyor ve pazarın büyük kısmını Belçikalı 2 firma elinde tutuyor.

Gelelim konunun bizimle ne alakası olduğuna; “Bombus Terrestris” kelime kökeni olarak bilemem ancak, anavatanı Anadolu yaygın olarak da “Toroslar”. Topraklarımızda 100 yıl önce keşfedilen, alınıp ıslah edilip tüm Avrupa’da işçilik giderlerini düşürdüğü gibi biyolojik mücadelenin de lokomotifi haline getirilen ufaklıkları bizden alıp ıslah edip 15 yıl boyunca fahiş fiyatlara Türk üreticilerine sattılar. Peki şimdi? Herkes arılara muhtaç, ülkemizin bayrağını sallayan %100 yerli tek Bombus üreticisine talep artınca, bu Belçika bayraktarları fiyatı artırıp nakit satışa geçti. Hatalı üretim bile olsa arıda iadeyi ortadan kaldırdı. Tek sancağımız adı üstünde vatan topraklarından “TÜRKELİ” arıları baskı altında. Tüm üreticilerimizin hassasiyetle yaklaşmalarını diliyorum.

Peki ya Fındık? Geçici mutluluk veren çikolatayı yapısını bozmadan çoğaltmanın ve daha lezzetli kılmanın tek yolu fındıkla karıştırmaktan geçiyor. En büyük tüketimi de fındıklı çikolata üreticileri yapıyor. Dünyadaki fındık üretiminin %85’ini sağlayan ülkemiz, İtalyan Michelle Ferrero’nun hakka yürüdüğü 2015 yılında, 2 milyar 827 milyon dolar fındık ihracatıyla rekor kırdı. Ne büyük haber değil mi? Aynı yıl Ferrero’nun şirketi bizden aldığı fındıkları çikolatayla karıştırıp dünyaya yaklaşık 12 milyar dolara pazarladı. Bu haber bence daha büyük ve önemlidir.

1964 yılında Kahraman Sağra Fındığa, 1938de Fiskobirlik’in kurulmasından sonra en büyük katma değeri sağlayan, Ordu’daki işletmesinde modern ambalajda paketleyip pazarlayan müteşebbistir. Oğlu Ünal Sağra çikolata ile fındığı karıştırıp “Sağra” üst markasıyla Sarelle adı altında pazara sundu. 1985 yılında adını ülke çapında bir marka haline dönüştüren şirket, 90’lı yıllardaki krizlerde yok oldu. Sonra ne oldu? Sarelle satıldı! Yukarıda adı geçen Ferrero’nun markası,dünya devi Nutella oldu… ülkemiz kaynağı bir kez daha küresel sermayeye yenildi.

Türk markalarına sahip çıkalım. Muazzam coğrafyamız son 15 yıldır inşaat sektörü sayesinde ekonomimizi ayakta tutmaya çalışıyor. Rant ekonomisi almış yürüyor. Bilişim, sanayi, enerji bir yana… Tarım ve Hayvancılık bizim ata mesleğimiz. Türkeli Arıcılık, Yerli tohum firmalarımız, yerli hayvan ırklarımıza biz sahip çıkmazsak, görüyorsunuz ki birileri sahip çıkıyor. Fındığımızda ve Bombus arılarımızda olduğu gibi. “TÜRKELİ” markasına da de hem üreticiler, hem devlet destek vermeli ki Sağra gibi işten el çekmesin. Hayırlı Cumalar…

 

Bu yazı toplam 2425 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.