3 Kasım 2002.

Ak Parti’nin seçimle iş başına geldiği tarih.

03 Kasım 2020.

Tamı tamına 18 yıl.

Ak Parti İktidarının 18’nci yaşını doldurup, 19’ncu yaşından gün aldığı tarih.

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bir parti’nin bu kadar uzun zaman iktidarda kaldığı çok nadir görülmüştür.

Şayet Demokrasi ile yönetilen bir ülkede bir parti bütün hatalarına, yanlışlarına ve eksikliklerine rağmen 19 yıl boyunca iktidarda kalıyorsa, ya o ülkenin yönetim sisteminde, ya seçim sisteminde, ya da muhalefetin de bir eksiklik vardır.

Tüm bunlara rağmen, Demokrasi ile yönetildiğini iddia eden bir ülkede, bir parti’nin 19 yıl iktidarda kalması çok ama çok önemlidir.

İlkokul çocuklarına bile, Demokrasi ile yönetilen bir ülkede bir partinin 19 yıl iktidarda kaldığını söyleseniz, o çocukların soracağı soru; “O Ülkede Krallık Yönetimi mi? Mutlakiyet Rejimimi? Sultanlık mı? Vardı” olur.

Adaletinden sporuna, Tarımından Sanayisine, Dilinden Dinine kadar her konuda tek söz söyleyen bir kişi olacak. Bakanından müsteşarına, Daire başkanından odacısına kadar bütün Devlet çalışanlarını bir kişi atayacak. Ağzından çıkan her kelime Kanun Hükmünde olacak. Bu yönetime en küçük şekilde eleştiri getiren kendisini Hâkim karşısında bulacak. Sonra da birileri çıkıp “Biz bu ülkede İleri Demokrasi’yi getirdik” diyerek ahkâm kesecek.

Böyle bir şey sizce de mümkün mü?

Şimdi, Mutlak Devlet yönetiminden, İktidar Partisinin kendi içindeki Mutlak yönetim sistemine geçelim.

19 Yıldan bu yana yapılan her ilçe ve il kongresi, akabinde Genel Merkez Kongresi tek ADAY ile yapıldı. Milli Görüş içinden “YENİLİKÇİ”yiz iddiası ile ayrılıp, yeni bir parti kuranlar, Rahmetli Erbakan’ın yenilikçiliğinin yanında 10 üzerinden sıfır puan alarak sınıfta kaldılar.

Türkiye geneli siyasetine ve parti işleyişlerine pek aklımız ermez. Fakat Bilecik denilince kulaklarımız kabarır. Ak Parti İl kongresine az bir zaman kala, bütün Bilecik’in tekrar aday olmasını beklediği İl Başkanı Fikret Karabıyık il başkanlığına aday olmayacağını açıklayıverdi. Bu haberi alan herkes “Allah Allah, ne oldu da aday olmuyor” sorularını sormaya başladı. Vatandaşlar gibi biz gazeteciler de bu açıklamanın peşine düştük. Fikret Karabıyık, acaba neden İl Başkanlığına tekrardan aday olmuyor diye. Oysa Akp İl Başkanlığı, dünya nimetleri yönünden önünü fazlası ile açmıştı. İl Başkanlığı makamı, bütün kapıları kendisine açan bir anahtar olmuştu. Dünya nimetleri için her kapıyı açan bir anahtarı, hiç kimse elinden bırakmak istemez. Fakat ne oldu da Sayın Karabıyık, bu anahtarı elinden bırakmaya karar verdi. Yoksa “Ben İl Başkanalığım döneminde bütün kapıları açtım, benim açtığım kapılar bana yeter, bundan sonra da başkaları bu anahtarı eline alsın onlar başka kapılar açsın” diyerek mi anahtarı elinden bıraktı? Yoksa birileri; “Yeter artık Fikret, sen çok kapı açtın, sen bırak artık, biraz da başkaları kapı aralasın” dedi diye mi İl Başkanlığını bırakmaya karar verdi. (Dünya Nimeti derken maddi hiçbir şey kast edilmemiştir. Sadece makam ve nüfuz kastedilmiştir) Bizlerin bildiği Sayın İl Başkanı Karabıyık’ın tekrardan İl Başkanlığına aday olacağı idi. 31 Mart seçimleri sonrasında da bunu Genel Merkezden teyit ettirmişti. Ne oldu da şimdi Kongrede aday olmayacak? Sayın İl Başkanı Bilecik Kamuoyuna bunu açıklamak zorundadır. Yoksa birileri gibi “Sağlık Sebeplerimden dolayı görevimi bırakıyorum” açıklamaları Bilecik Kamuoyunu kesmez.

Birde şunu sormak istiyorum. Ak Parti İl Başkanı Fikret Karabıyık görevden alınmışmıdır? Alınmamışmıdır? Çünkü Sayın Milletvekili Yağcı son basın açıklamasında; “Belirleyeceğimiz İl Başkanı partiyi Kongreye götürecektir” diye bir ifadede bulunmuştur. Bu ifadeye dayanarak, Ak Parti Bilecik İl Teşkilatını kongreye kim götürecektir? Tekrardan aday olmadığını açıklayan İl Başkanı Fikret Karabıyık mı? Yoksa Kongreye kadar atanacak bir il başkanı mı? Eğer ikinci şık yürürlüğe girecekse Ak Parti’nin 15 günlük, yani kongreye kadar il başkanı kimdir? Bir başka deyişle, uzun zamandır Akp İl Başkanlığını yürüten Fikret Karabıyık nasıl bir kusur işlemiştir ki, il başkanı olarak partisini kongreye bile götüremeyecektir.

Ne diyelim, biz gazeteciyiz, bu durumları millet bize soruyor, bizler de milletimizin sözcüsü olarak bu satırlardan ilgililere bu soruları soruyoruz. İnşallah cevap verirler.

Hoşça ve Dostça Kalınız.