Çok  Çok Önemli Bir Tespit

Çok Çok Önemli Bir Tespit

Sevgili okuyucularım. Uzun zamandır sizlerle yazılarımda birlikte olamadım. Hepinizin birbirinizden uzak olduğu gibi bende Covid-19 nedeniyle sizleden birazcık uzak kaldım. İnşalah bundan sonra daha çok buluşmak dileğiyle diyorum.

A+A-

Sevgili okuyucularım. Uzun zamandır sizlerle yazılarımda birlikte olamadım. Hepinizin birbirinizden uzak olduğu gibi bende Covid-19 nedeniyle sizleden birazcık uzak kaldım. İnşalah bundan sonra daha çok buluşmak dileğiyle diyorum.

Sevgili okuyucularım, yıllardır kafamı kurcalayan bir sorunu, bir arkadaşımın gönderdiği bir yazı zannediyorum çözmeye yetti. Belki sizlerinde yıllardan bu yana kafanızda oluşan soru işaretlerini bu yazı çözebilir. Belki bir çoğunuz okumuşsunuzdur ama, ben yinede belki okumayanlara olmuştur diye, arkadaşımın bana gönderdiği Prof. Sami Ateş hocanın tesbitlerini sizlerle paylaşmak istedim. Ben bu tesbpitleri kendimce çok çok önemli buldum ve sizlere sundum. Buyurun okuyun ve kararı siz verin istedim. Bırakalım kendimizi, hiç olmazsa geleceğimiz olan çocuklarımız için, torunlarımız için, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceği için bu uyarıları dikkatee alalım.

Buyurun; Prof. Sami Ateş hoca bizlere neler diyor

“Neden Japonya'daki çocuklara kahvaltı da çok yumurta yediriyorlar? Dikkatli okuyunuz... Osmanlı Devleti'nin son 200 yılı dâhil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin gıda politikasını Emperyalistler dizayn ettiğinden beri zihinsel olarak sağlam bir gençlik maalesef yetişmiyor. Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık. Japonya'da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltı saati en az 2 yumurta yediriyorlar. Ekmek genellikle yok, varsa da çok az. Her akşam ise kesinlikle sofrada deniz ürünü yani balık kesin oluyor. Japonya ve Güney Kore'de ceviz ithalatı son 50 yılda %140 artmış. Çocuklara durmadan ceviz yediriyorlar. Günde en fazla iki öğün yemek yiyorlar. Tamamen protein odaklı bir beslenme var... ABD'de teknolojik üretiminin merkezi "Silikon Vadisi'nin" nasıl beslendiklerini anlattılar, şok oldum. 1950'lerdeki Alman Devleti'nin gıda politikasını araştırın. Güney Kore'de Japonya'yı örnek almaya başladı. Bu ülkeler resmen çocuklara nasıl beslenmesi gerektiğiniöğretiyor, dayatıyor.. Şeker, ekmek (Tam buğday, kepek farketmez) odaklı beslenme beyin hücrelerini öldürüyor, beyin gelişimini mahvediyor. Marketlerdeki karbonhidratlı paketli ürünler tamamen operasyon aracı olmuş. ABD halkı da gerizekalı, obezite olmuş. Çünkü aynı beslenmenin esiri olmuşlar. Sadece

Beyin Göçü ile farkı kapatıyor ya da özel olarak seçtikleri bireylerin beslenmesine önem veriyorlar. Buradan net olarak söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde milli bir gıda politikası olmadan kalkınma imkânsızdır Türkiye'de protein bazlı ürünler pahalı iken karbonhidratlı ürünler neden daha ucuz? En büyük protein bazlı ürün olan kuzu etini Türkiye'de kaç kişi yiyebiliyor? Hayvancılık neden bitirildi? Asıl milli mesele budur. Beka sorunu budur. Matematik zekâsı olmayan, kod yazmasını bilmeyen gençliğin olduğu ülke yazılımda ilerleyemez. Yapay zeka maalesef geliştiremez.. Anne, babalara sesleniyorum. Çocuklarınızdan şekerli ürünleri, ekmeği uzak tutun. Bu ülkeye yazık etmeyin. Şahsen denedim. 1 aydır ekmek, şeker yemiyorum, acıkmamaya başladım. 6 kg verdim. Geçen gün test ettim. Bir kitapta bir sayfayı32 saniyede okuyup anlarken şimdi 21 saniye de okuyup anlamaya başladım. Bu tesadüf olamaz! (Prof. Sami Ateş)

Dostlar; Koskoca Profesör bunları bunları söylüyor, ben bu yazılanlara bir yorum katmıyorum, katmaya da hakkım yok. İnşallah hepimiz bu yazıdan bir şeyler almışızdır. Kendimiz için değilse bile, Çocuklarımız için, torunlarımız için”

Hoşça ve Dostça Kalın.

Bu haber toplam 8514 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum