MEHMET ERDEM

MEHMET ERDEM

AK PARTİDE SON DURUM

A+A-

15 Temmuz FETÖ/PDY Terör örgütü darbe girişimi nedeniyle Ak Partinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bile rafa kaldırıp unuttuğu Başkanlık sistemini, 11 Ekim 2016 tarihindeki gurup toplantısında dile getiren Devlet Bahçeli’ye Ak Parti’nin dua etmesi lazım. MHP Genel Başkanının Ak Parti’nin bile cesaret edemediği şekildeki çıkışı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde Ak Partinin önünü açmış oldu.

Yanına MHP ve BBP gibi Milliyetçi ve Muhafazakâr partileri de alan Ak Parti, referandumu çok kolay bir şekilde alacaklarını zannettiler. Fakat MHP ve BBP tabanlarının Hayır cephesinde birleşmeleri, referandumda Ak Partiyi sıkıntıya soktu. Ak Partiyi sıkıntıya sokanlar sadece yanına yanaşan partiler olmadı. Ak Parti bu referandumda kendi içinde de bazı sıkıntılar yaşadı. 2002 yılından bu yana girdiği her seçimi ve referandumu kazanan Ak Parti, bu referandumu da kolay bir şekilde alırız zannetti. Oysa bu bir Milletvekili, Belediye Başkanı seçimi değildi. Referandum boyunca Anayasa maddeleri yerine hizmetleri anlatan Ak Parti burada yanıldı. Her seçimde karşısında bir düşman meydana getirerek gerilim politikası izleyen ve bundan faydalanan Ak Parti’nin bu stratejisi bu seçimde tutmadı. Önce Avrupa ülkelerine sataşıldı, olmadı. Sonra CHP Genel Başkanı dile dolandı, fakat CHP’nin yumuşak politikası sayesinde o da tutmadı. Böylece Ak Parti ilk kez bir seçimde kendisi ile baş başa kalmış oldu. 15 yıldır tek başına iktidarda olan Ak Parti, Devleti bir Parti Devleti haline getirme yoluna girdi. Özellikle memur atamalarında liyakat ortadan kaldırılarak, partiye yakın isimler, iş bilsin bilmesin kadrolara dolduruldu. Yapılan onca hizmet, iş bilmez üst düzey bürokratlar sayesinde gölgelendi. Genel merkez tarafından belirlenen Milletvekilleri, taban ile gerekli iletişimi kuramadılar. İl ve İlçelere giden Vekiller, sadece parti teşkilatlarına uğrayıp, birkaç kişi ile görüşüp, ayrıldılar. Son birkaç yıldır Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntılar, özellikle küçük esnaf, çiftçi ve emeklilerin zor durumda olmaları ve Ak Parti’nin bunlara yeterince eğilmemesi de referandumda istenen sonucun alınamamasına neden oldu.

Bilecik ve Osmaneli’ye gelecek olursak; Referandum çalışmalarında teşkilatların rehavete kapıldıklarını gördük. Bilecik’e Başbakan dâhil Bakanların, Bakan Yardımcılarının, danışmanların her zamankinden çok gelmesi de fazla bir işe yaramadı. Parti teşkilatı şehir merkezlerinden daha ziyade köy gezileri yaptılar.  Örneğin Osmaneli ilçesinde merkezde hiçbir kahvehaneye girilmezken, hemen her akşam bir köye gezi düzenlendi. Oysa köylerin nüfuslarına bakacak olursanız, oy depoları şehir merkezleri idi. Sadece araçlara Evet yazılı afişlerin giydirilerek şehir merkezinde gezdirilmesi, ses düzenli aracın her gün mahallelerde yüksek sesle şarkılar söyleyip dolaştırılması seçim almaya yetmiyormuş. Osmaneli’de Belediyenin onca hizmetine karşılık, merkezde hayır oylarının fazla çıkması da araştırılmaya mucip bir konudur. Uzun zamandır Osmaneli Devlet Hastanesindeki doktor açığının giderilememesi Ak Parti’nin bir eksikliğidir. Yine OSB olmasına rağmen ilçeye sanayi kuruluşu getirilememesi de ayrı bir eksikliktir. Yerelde de Ak Parti teşkilatlarının ve Belediye Başkanlarının Değişen Anayasa maddelerini yeterince halka anlatamaması, Anayasa maddeleri yerine belediyelerin yapmış olduğu hizmetlerin ön plana çıkartılması da ayrı bir noksanlıktır. Teşkilat kongrelerinde Ak Parti Genel Merkezinin uyguladığı Tek liste sistemi de parti içerisinde aday olacak partililerin küsmesine neden olmaktadır. Yıllarca parti teşkilatlarında çalışıp çaba sarf edenlerin Genel Merkez tarafından elenmeleri, Milletvekiline ve Genel Merkeze yakın olanların aday yapılmaları da oturup düşünülmesi gereken bir konudur. Ak Partinin çok yüz verdiği kendisine yakın Memur sendikalarının partinin üzerine çıkmaları, özellikle atamalarda parti teşkilatlarına istediklerini yaptırmaları, kendi üyelerini kayırıp kollamaları da ayrı bir sıkıntıdır. Parti teşkilatlarından habersiz kendi başlarına buyruk programlar yapmaları da vatandaş nezdinde hoş karşılanmamaktadır.  (Örneğin referandum sürecinde MEMURSEN’in Bilecik’te Milletvekili Metin Külünk vakası gibi)

16 Nisan Referandumu da göstermiştir ki, Ak Partinin oyları daha çok kırsal kesimlere kaymaktadır. Eğitim seviyesi yüksek, aydınlanma oranın arttığı şehir merkezlerinde Ak Parti oylarının azaldığını görmekteyiz. Köylerden şehirlere göçün halen devam ettiği günümüzde, Ak Parti küçük esnafa, memura, işçiye, emekliye dönüp bakmazsa, önümüzdeki seçimlerde işi hayli zor olacaktır. Büyük müteahhitlerin, zengin sanayici ve işadamlarının Ak Partiye getirisi, götürüsünden daha azdır. Yeni bir yönetim sisteminin kurulmaya çalışıldığı ülkemizde, 2019 seçimlerinde MHP ve BBP gibi partileri yanına alması da Ak Partiyi kurtaramayabilir. Nitekim bunun örneğini 16 Nisan 2017 referandumunda gördük.  

Bu yazı toplam 2375 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.