Ak Partinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman üstünde durduğu Başkanlık sistemi, 15 Temmuz Darbe girişimi nedeniyle rafa kalkmıştı. Başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliği gündemden kalkmış, unutulmaya yüz tutmuştu. Türk siyasetine geçtiğimiz 20 yıldan bu yana uygulamaları ve davranışları ile damga vurmuş olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11 Ekim 2016 Salı günkü grup toplantısında, hiç kimsenin aklında yokken Başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliğini ortaya atıvermişti. Gerek Hükümet kanadı, gerek Cumhurbaşkanlığı makamı henüz üzerinden üç ay geçmiş olan 15 Temmuz Darbe girişimi nedeniyle FETÖ Terör örgütü mensuplarıyla uğraşırken, Devlet Bahçeli’nin ortaya atmış olduğu bu Bomba öneriyle titreyip kendilerine gelivermişlerdi. Doğrusu Devlet Bahçeli’nin bu önerisine Hükümet ve Cumhurbaşkanı bile şaşırmışlardı. Şaka mı, gerçek mi derken, iki partinin Ak Parti ve MHP’nin iki milletvekilinden oluşan bir komisyon yeni Anayasa metnini yazmaya koyuldular. Genel başkanların görüşmesi, sarayda yapılan görüşmeler neticesinde Anayasa metninde uzlaşıldı ve Meclise getirildi. Ak Parti ve MHP milletvekillerinin bazen açıktan bazen gizli oylamaları (Ki kanunen gizli olması Şart) ile zannediyorum 339 oy ile kabul edilerek referanduma götürülmesine karar verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylaması ile de 16 Nisan 2017 tarihinde referandum kararı alındı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, referanduma gidecek olan anayasa değişikliği paketi için “Benim Bir Oyum Var O Da “EVET” olacak demişti. Öyle ya MHP Lider-Teşkilat-Doktrin Partisi idi. Partide Lider ne derse taban onu yapar, liderine uyardı. Fakat bu sefer hiçte öyle olmadı. 1 Kasım seçimlerinden beri tabanı ile arası açık olan MHP Genel Başkanının bu defa temelli bozuldu. Bu süreçte partinin teşkilat yapısı yukarıdan aşağıya değişti. Referandumda “HAYIR” diyecek başkan ve teşkilatların hepsi fesh edildi, görevlerinden uzaklaştırıldı. Hatta bazı Milletvekilleri ve teşkilat mensupları ihraç edildi. MHP Genel başkanı yeni atamış olduğu İl, İlçe, Belde başkan ve yöneticileri ile ben bu işi götürürüm diyerek “EVET” kampanyalarına başladı. Diğer yandan da Referandum ortağı AK Parti teşkilatları 16 Nisan için harıl harıl çalışmaya başladılar. Köy köy gezen, Esnaf ziyaretleri yapan, ev ev dolaşan AK Parti mensupları, bugüne kadar referandum ortaklarını ne yazık ki yanlarında göremediler. MHP tabanında meydana gelen sıkıntı acaba yeni atanan teşkilatlarda da mı zuhur etmeye başlamıştı. Referanduma şunun şurasında 18 gün gibi bir zaman kalmasına rağmen ortada ne MHP İlçe Başkanı var, ne de MHP ilçe yöneticileri. MHP anayasa değişikliği referandumunda birlikte yola çıktığı AK Partiyi yarı yolda bırakıverdi. Hani MHP’den Ak Partiye geçerek bakan olan Tuğrul Türkeş’in işin başında söylediği, “Devlet Bahçeli’ye Güvenilmez, çünkü ne yapacağı belli olmaz, Ak Partiyi oyuna getirebilir” sözleri gerçek mi oluyordu. Ben referandum sürecinin başladığı günden beri Ne Bilecik’te, ne de diğer ilçelerde MHP’yi ve teşkilatlarını çalışırlarken hiç görmedim. Yanlış anlaşılmasın MHP deyince, MHP yöneticilerini görmedim, yoksa Osmaneli’de Örümcek Ağı Bağlamış MHP tabelasını her gün görüyorum. Fakat o Örümcek Ağı Bağlamış tabelayı görenlerin de referandumda “EVET” diyeceğini zannetmiyorum. AK Parti beraber yola çıktığı MHP tarafından bu süreçte tek Bacaklı bırakılmış bulunmaktadır. Ak Partinin referanduma kadar MHP’den medet umması onları çok yanıltır. Anlayacağınız, Ak Partinin güvendiği dağlara karlar yağmıştır. Tuğrul Türkeş’in MHP ve Genel başkanı için dedikleri de herhalde gerçek olacaktır. Ak Parti referanduma kadar tek bacakla yürümeye, tek kanatla uçmaya devam edecektir.