Yeniden Refah Partisi Osmaneli İlçe Başkanı Vahit Uğurlu ve partililer, son aylarda artan Kadına şiddet olayları nedeniyle Osmaneli Teyyare meydanında bir basın açıklaması okudular. Yeniden Refah Partisi Osmaneli İlçe Başkanı Vahit Uğurlu Teyyare meydanında yaptığı basın açıklamasında, İstanbul Sözleşmesinin hemen iptal edilmsini söyledi. Başkan Uğurlu yaptığı basın açıklamasında; 
“Peygamber Efendimiz (sav) buyurmuşlardır ki;   Sizden biriniz bir kötülük görürse buna eliyle müdahale etsin, Gücü yetmiyorsa diliyle müdahale etsin, ona’da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin, hadisi şerif gereği , “İstanbul Sözleşmesinin” derhal iptal edilmesi talebi ile burada toplanmış bulunuyoruz. İslam’ın son kalesi cennet vatanımız Türkiyemizde Zinanın suç olmaktan çıkarılması ile başlayan yozlaşma sürecinde Milletimizi, kendi ruh köklerinden ve sahih İslam geleneğinden koparmıştır. Siyonist zihniyetin, son kırk yıldır aile birliğimize yönelik yıkım çalışmaları, Dizi filmler, Reklamlar ve Animasyonlar ile desteklenmiş ve İstanbul sözleşmesi ile zirve noktasına ulaşmıştır. Nasıl ki; 15 Temmuz da yapılmak istenen, hain ve kahpe bir darbe girişimiyse;“İstanbul Sözleşmesi” de, aile yapımıza yönelik bir darbe girişimidir. PekiNedir bu “İstanbul sözleşmesi”;11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan, TBMM tarafından 14 Mart 2012’de kabul edilen, 1 Ağustos 2014 tarihinde’ de yürürlüğe giren Uluslararası bir sözleşmedir. Kısa adı İstanbul Sözleşmesi olan metnin uzun ismi, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi”dir. Bu sözleşme toplumumuzun temel değerlerini derinden sarsacak maddeler içermektedir. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerimin’de Hucurat süresinin 13.ayetinde şöyle buyuruyor“Ey insanlar, şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık”   Ayrıca; Zariyat suresinin 49. Ayetinde de Rabbimiz ;“Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden erkekli ve dişili iki eş yarattık” buyurmuştur. Görünürde şiddet gören, ezilen, mahrum bırakılan ve sömürülen kadının haklarını savunmakla ilgili kalabalık maddelerden oluşan bu sözleşme, Aslında kesinlikle bu ulvi hedef ve gayelerin zerresini dahi taşımamaktadır. Dikkat ederseniz sözleşmenin başlığında, kadın ya da erkek haklarından değil, toplumsal cinsiyet haklarından, yani toplumdaki tüm cinsel eğilimlerin haklarından bahsedilmektedir. Kadın, erkek ve bir üçüncü cins olarak diğerlerinin hakları ve toplumdaki yerlerine vurgu yapılmaktadır. Eşitlik ilkesinden dem vurularak, eşitlik ilkesi manipüle edilerek, tüm cinsel eğilimlerin de eşit haklara sahip olması gerektiğine gizli bir vurgu yapılmaktadır. Bunu yapabilmek için de yöneticilerimize sözleşmeyi; Lütfen buraya dikkatedelim!  "Üreme şartı olmaksızın toplumsal cinsiyet eşitliği denilmektedir. Sonuç olarak Bu vahim sözleşme birçok Hristiyan ülke de dahi kabul görmemişken; Müslümanların son kalesi olan ülkemizde maalesef imzalanmıştır.                                                                      “Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah(cc) lanet etsin” Hadisindeki lanetin muhatabı olmamak için; Ülkemiz, derhal bu sözleşmeye attığı imzayı geri çekmelidir. Aklı başında tüm sosyal bilimcilerimiz, kamuoyunu ve tüm yetkililerimizi bu gizli amaç konusunda bilgilendirmelidir. Bu gizli Siyonist yıkım projesine son verilmeli ve derhal dur denilmelidir.