Osmaneli ilçemize geldiğim 4 ayı geçti. Bir Bilecik’li olarak, Osmaneli’de geçmişten bu yana birçok kişiyi tanırım. Fakat burada yaşama başladığım günden beri, yine birçok kişiyi tanıma fırsatını elde ettim. Her toplumda olduğu gibi Osmaneli ilçemizde de iyilerin yanı sıra kötülerde vardır ama şansımdan olsa gerek bana hep iyiler denk geldi. Osmaneli ilçemiz tipik bir Anadolu kasabası özelliğini taşıyan, insanları işinde gücünde olan kilerden meydana gelen bir şehir.

 Bugünkü bu yazımda Osmaneli’ye geldiğimden beri tanıdığım üç güzel insandan bahsedeceğim. Üçü de genç, pırıl pırıl insanlar. Sosyal duyarlılıkları ön plana çıkmış, hepsi de kendi kulvarlarında çalışan, fakat kendiişlerinin haricinde topluma nasıl faydalı oluruz diye daima kafa yoran gençler. Elbette ki bu genç arkadaşlarımın haricinde de aynı duyarlılıkta olanlar vardır ama, bunlar daha ön plana çıktıklarından bu gençleri yazmak istedim.

MUSAFA ÖKTEM; Osmaneli Merkez Avcılar Kulübü Başkanı olarak tanıdığım bu genç kardeşim, işinin dışında topluma nasıl faydalı olurum diye düşünen bir kişi. Sivil toplum örgütünün başında olması hasebiyle, insanları daha iyi yönlendirip yönetebilme becerine sahip. Bir gün bakıyorsunuz köylerde yaşayan ve ihtiyacı olan çocuklara okul malzemesi, giyecek yardımı topluyor. Bir başka gün Halep’te zor günler yaşayan ve zalimlerin zulmü karşısında inleyen insanlara yardım için koşturuyor. Bir başka gün Osmaneli dışından avcıları davet ederek, onlara Osmaneli’ni tanıtıcı faaliyetlerde bulunuyor. Yaşını bilmem ama daha genç bir arkadaş. Bu genç yaşta bu kadar sosyal aktivite içinde olması, insanların yardımına koşması, onun için helal olsun demekten başka bir şey bırakmıyor bizlere.

HİKMET AYDIN; Osmaneli’de tanıdığım bir güzel insan daha. Bir gün telefonum çaldı, hiç tanımadığım bir ses.” Mehmet Bey kış ayları yaklaşıyor, biz sokak hayvanları ile ilgili olarak bir çalışma yapıyoruz, bu konuda gazete olarak bizlere yardımcı olur musunuz?” dedi. Meseleyi anlatınca “Ne demek seve seve her türlü desteği veririz” dedim ve yapmış oldukları işin haberini yaptık. Kış ayları yaklaşırken, sokak hayvanlarının barınabilmeleri için kulübeler yaptılar. Sağdan soldan malzeme topladılar. Belki de ceplerinden bir sürü para harcadılar. Ama yaptılar, yapıyorlar. Kendi kendime “Hayvanları seven, İnsanları da sever” diye düşündüm ve helal olsun dedim. O da genç bir kardeşimiz. Bu yaşta böyle hayırlı işler düşünüp uygulamaya sokması ona da helal olsun demekten başka çare bırakmıyor bizlere.

SERKAN KARYAĞDI; Gazetemizi ilk kurduğumuzda abonelik çalışmaları yaparken tanıdım onu da. Gazetemizi ve yaptığımız işi anlatınca, “Abi gazetenizde köşe yazısı yazabilirmiyim” diye sordu. O kadar çok memnun olmuştum ki, anlatamam. Çünkü yazı yazmak, hele ki bir gazetede yazmak kolay bir iş değildir. Hemen bir köşe açtık ve hafta da bir sizlerin de okuduğu yazılarını yazmaya başladı. İnanının yazdığı her yazıda ders alınacak bir şeyler var. Daima iyi niyetle, yaşadığı, para kazandığı, parasını harcadığı Osmaneli’ne hep artı bir şeyler katmak isteyen bir genç. O da diğerleri gibi, gerek insanlara, gerekse hayvanlara daima iyilik yapmanın peşinde. Hayırlı işler yapmanın derdinde.

Sevgili Dostlar.

Sizlere kısa da olsa Osmaneli’de yaşayan üç güzel insandan bahsetmeye çalıştım. Biliyorum Osmaneli’de böyle yazılacak daha niceleri var. Bu topraklar, ilk feth edildiği günden buyana hiç düşman işgaline uğramamış. 945 yıldır Müslüman Türk toprağı olan Osmaneli’nin mayası sağlam ki, böyle sağlam insanlar, duyarlı gençler bu şehirden çıkıyor. Mustafa’ların, Hikmet’lerin, Serkan’ların çoğalması dileğiyle.

Dostça kalın.