MÜNÜR ŞAHİN

MÜNÜR ŞAHİN

OSMANELİ, 1075’TEN BU YANA KESİNTİSİZ TÜRK KENTİ’DİR

A+A-

Osmaneli, 1075’ten bu yana kesintisiz Türk Kenti’dir.

Osmaneli, tanıtımında "17 Türk Devleti” bayraklarını kullanmaktadır. Osmaneli (Lefke), Orta Asya’dan 1071’den önce başlayan göçlerle gelen Türkler ve 1071 sonrası Selçukluların 1075’te İznik’i (Nicaea) almadan önce yerleştikleri kenttir ve bu dönemden bu yana da Türk Kenti olarak kalmış ve hiç işgale uğramamıştır. Türk kimliğini hiç kaybetmeyen “Osmaneli İlçesi” olarak bugüne kadar kurulan tüm Türk Devletlerinin Bayraklarını kullanmak en büyük onurumuz ve gururumuzdur. İlçemizdeki azınlıklar Türklere tabi olarak yaşamış ve Türklerin hoşgörü anlayışı içerisinde huzurlu bir yaşam sürmüşlerdir. Kurtuluş Savaşı sırasında Osmaneli’nde hiçbir azınlık Türklere karşı isyanda bulunmamıştır. Bu durum biz Türklerin ne kadar asil olduğunun güzel bir örneğidir. Osmanelililer olarak bu değerlerimizle gururluyuz.

Anadolu'ya yapılan ilk akınlar 1015-1018 yılları arasında gerçekleşmiştir. Ancak Osmaneli(Lefke), Türklerle bu tarihten önce tanışmıştır. İlçemizdeki bulgularda Ortodoks Türkler’in savaşçı olarak burada hakim olan medeniyetlerle birlikte yaşam sürdükleri saptanmıştır.

Büyük Selçuklular; 1040 Dandanakan Muharebesi ile Gazneliler'i mağlup etmiş ve bağımsız olmuşlardır. Selçuklular'ın bağımsız olmasıyla beraber çevre bölgelere yapılan akınlar daha sistemli hale gelmiştir. Nitekim bu akınlar sonucunda Anadolu'nun; Orta Asya'ya en çok benzeyen bölge olduğu ve buranın Türkler'in yaşaması için uygun bir bölge olduğu anlaşılmıştır. Anadolu hakimiyeti için Büyük Selçuklular ile Anadolu'yu elinde bulunduran Bizans İmparatorluğu arasındaki ilk savaş, 1048 yılında gerçekleşmiş ve Pasinler Muharebesi olarak bilinen bu savaşla beraber Anadolu hakimiyeti için gerçekleştirilen ilk savaş Selçuklu zaferiyle noktalanmıştır.

Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey ve Tuğrul Bey'in kardeşi, aynı zamanda Selçuklu ordusunun komutanı olan Çağrı Bey'in vefatıyla beraber; Tuğrul Bey'in erkek evladı bulunmamasından dolayı Çağrı Bey'in oğlu Alp Arslan Büyük Selçuklu tahtına oturmuş ve Anadolu üzerine yapılan akınları hızlandırmıştır. Hatta Hristiyan alemi için kutsal bir belde olan Ani beldesinin fethine muvaffak olmuştur. Bu dönemde Bizans imparatoru olan Romen Diyojen ise; Anadolu toprakları için oluşan bu büyük tehlikeyi bertaraf etmek için 200.000 kişilik ordusuyla Başkenti Konstantinopolis'ten ayrılmış ve Doğu Anadolu'ya doğru ilerlemeye başlamıştır.

Bu sırada Halep'te bulunan ve Fatımiler halifeliğini ortadan kaldırmak üzere Mısır üzerine hareket etmek için hazırlanan Sultan Alp Arslan; Bizans'ın büyük bir orduyla Doğu Anadolu'ya geldiğinin öğrenince hızla geri dönmüş ve Ahlat'a ulaşmıştır. Daha sonra iki ordu 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt'te karşılaşmış ve savaş kesin bir şekilde Selçuklu zaferiyle noktalanmıştır. Bu zaferle beraber İran, Azerbaycan, Horasan gibi bölgelerde bulunan Türkler büyük bir hızla Anadolu'ya göç etmeye başlamış ve başta Artuk Bey olmak üzere Selçuklu komutanları, Anadolu beldelerini fethetmeye başlamışlardır.

Süleyman Şah, Mansur ve tüm Kutalmışoğulları; çeşitli taht kavgalarından dolayı Alp Arslan tarafından hapsedilmişlerdi. Fakat 1072 yılında Alp Arslan'ın ölümüyle beraber serbest kalan Kutalmışoğulları; önce Suriye'ye gelerek bazı faaliyetlerde bulunmuşlar fakat başarısız olmuşlardır. Daha sonra Kutalmışoğulları'ndan Süleyman Şah; Anadolu'da ilerleyerek Türklerin de azınlık olarak yaşadığı Osmaneli(Lefke)’yi savaşsız almış ve Bizans'ın başkenti Konstantinopolis'in hemen yakınlarındaki Nikea şehrini fethetmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurmuştur (1075). Osmaneli (Lefke) kapı İznik’in dışarıya açılan üç kapısından birisidir. Bu kapı bile Osmaneli’nin önemini göstermeye yetmektedir. Bu kapıdan açılan Hac yolları, İpek Yolu, Haçlıların kullandığı yollar Osmaneli’nin ulaşım açısından merkezi konumunu da ortaya koymaktadır.

İznik alındıktan sonra Osmaneli Boyalıca Köyünde bulunan Türkler İznik Boyalıca köyüne yerleştirilmişlerdir. 1095 yılında Haçlı seferleri sonrası öç eden Anadolu Selçukluları tarafından terkedilmiş, Anadolu Selçuklularının çoğu Osmaneli’ne yerleşmiştir. Görüldüğü gibi Osmaneli, yerli halkı Orta Asya’dan ilk göç eden Türkler’den ve sonrası Selçuklu Türklerinden oluşmaktadır.

Osmaneli, bir Türk kenti olduktan sonra Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde fethedilen yerlere yerleştirilmek suretiyle devletlerine bağlı savaşçı kimliğe sahip olan insanlar olarak Türk tarihinde önemli yere sahip olmuşlardır. Osmanlılar döneminde Kıbrıs’ın fethi sonrası Kıbrıs Lefke’ye yerleştirilen Türkler orada da savaşçı kimlikleri ile Türklüklerini muhafaza etmişlerdir.

 

Bu yazı toplam 3072 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.