Ömer ERKAL

Ömer ERKAL

ORTADOĞU'NUN KAHVEHANELERİ

A+A-

Kahvehanelerde ki” Avrupa’daki, özellikle de Akdeniz Avrupa’nın farklı kafelerde ki insanlardan farklı değildir; ancak elli yıl önceki insanlardan çok farklı, yüzyıl önceki insanlardan ise bambaşkadır.” Bernard Lewis Ortadoğu insanını tanımak için öncelikle kahvehanelerde başlanmalıdır çünkü sosyolojik bir araştırma için öncelikle mekan bulmamız lazım Ortadoğu’ da ise en çok kullanılan yer kahvehanelerdir. Kahvehaneler o toplumu anlamak için yeterli olmasa da birazcık fikir sahibi olacağımız mekandır eğer tüm Ortadoğu tarihçileri-ne kadar az da olsa- kahvehanelerde mekansal sentez yapmalıdır. Çünkü kahvehanelerde asılan bir çerçeveli fotoğraf dahi o toplumun özelliklerini anlatmaktadır ayrıca kahvehanede oturan bir adam kendisinin ve daha önce de anne ve babasının yaşamlarını etkilemiş olan değişiklikleri de yansıtmaktadır. O bunun oturma eyleminde ki varlığını kanıtlama çabası muazzam ve yıkıcı değişiklikleri simgeleyen bir tarzda Batı ‘dan gelmiş hali, tavrı, dış görünüşü, giysisi ve hatta kimliği modern çağlardaki Ortadoğu 'yu etkilemiştir.Ortadoğu insanının açıkça görülen ve en belirgin özelliği giyiniş biçimidir.Genellikle tüm insanlar kendilerini -kozmopolitik düşünürseksıcaktan veya soğuktan korumak için kıyafet değiştirirler. Ancak Ortadogu insanı bu sebeple değil daha çok kökenini belli etmek veya kutsalları, değerleri için kıyafetlerini biçimlendirirler. “To turn one’s coat” Ortadoğu insanı üzerine tesiri yoktur çünkü oluşturdukları veya uymaları gereken kendi zamanları vardır. Ortadoğu'da modernleşme hareketleri pek çok alanda olduğu gibi askeriyede de olmuştur. “Araplar alnını yere değmesi gerektiği için secde esnasında şapka takamıyorlar.Askerle bile bir süre şapka takmamıştır.” ve Bernard Lewis şöyle yorumu vardır Türkiye’de ki şapka kanunu için “ Bir otoritenin yersiz bir kaprisi sayılmazdı” …. Moğolların üniformalarının teçhizatlarının ve saç biçimlerinin etkilerinin 1315 yılına kadar sürdüğü de söylenir başta ki epigrafta da belirtildiği gibi Ortadoğu değişken bir yapısının olmasının “Sebebi savaş alanı olması ,kutsal yer olması “ gibi nedenler orada belirli bir kimlik veya belirli bir kanun bırakmamıştır. Her semavi din oraya yeni kanunlar getirmiştir. Ortadoğu insanı ise herhangi bir din kabulü gösterince geniş çaplı bir değişikliğe başvurmuştur.Yani bu yapıyı şöyle de anlayabiliriz “Antik çağlarda ve Roma döneminde Ortadoğu ‘ da masa ve sandalye kullanılırdı ama Arap fetihlerinden sonra hepsi yok oldular” Bu her şeyin kanıtı olduğunu düşünüyorum çünkü semavi dinlerin etkisi onların kültürlerine de geniş çaplı değişiklik yapıyordu ve ayrıca Osmanlı ise kendi ağırladığı misafirlere sandalye ile ağırlamıştır fakat kendileri kullanmıyorlardı. Ortadoğu'daki kahvehaneler deyince kesinlikle akla ya kahve ya çay ve tütün gelir. Tütün 17.yüzyılda İngiliz tüccarlar tarafından getirildiği ve çok kısa sürede popüler olduğu bilinmektedir Amerika kökenlidir kahve ise kökeni Etiyopya’dır ve bunlardan sonra onlara bağımlılık yapıcı olan başka bir şey o da kitle iletişim... “Önce Türkler sonrada Ortadoğu milleti tütün ve kahveden sonra da daha fazla bağımlılık yapacak olan bir dış alışkanlığa yani her gün haber okumaya başladılar.” Ve sonra ise - günümüzde- kahvehanelerde bulunan tek kitle iletişim aracı gazete değildir. Kahvehanelerde mutlaka bir radyo ve televizyon bulunur .Ortadoğu'daki ilk radyo yayıncılığı, Londra'dan sadece 3 yıl sonra 1925’te Türkiye'de yapılmıştır.Ve bugün televizyon Ortadoğu da her yerde sinmiş durumdadır.Bernard Lewis der ki “Dünya tarihinde de yürütülen elektronik olarak ilk devrim Ayetullah Humeyni 'nin nutukları kasetlere dağıtılması ve emirlerini telefonla vermesi” bu cümle teknolojiyi nitelemektedir.Kahvehanelerde ise bu teknoloji hareketleri içinde televizyonun gelmesiyle bile olsa duvarlara asılı ayetler indirilmemiştir ve ayrıca pek resime rastlanmaz.Ama şunu kabul etmeliyiz okuryazarlığı düşük olduğu bu bölgede kitle iletişimin devrimci bir niteliği olmuştur ve Ortadoğu insanı sözlü kültürlerine uyacak olan bu iletişim aracını hala kullanmaya devam etmektedir.İki bin yıllık tarihi olan bu bölge için yazımı şöyle bitirmek istiyorum -daha yazılacak çok şey olmasına rağmen - Ortadoğu'yu tanımalıyız çünkü tüm semavi dinlere beşik olmuş büyümesini sağlamış ve büyük bir kültürü olan bu bölgeyi tanımak günümüze de ışık tutacaktır. “Işık doğudan gelir” 

 

Bu yazı toplam 4698 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum