MEHMET ERDEM

MEHMET ERDEM

MASKELİ BALO

A+A-

Türk Milleti, İslamiyeti seçmeden önce dahi, Töresi gereği daima haklıdan yana, Zalimin karşısında, mazlumun yanında olmuş bir Millettir. BU tarih boyunca böyle süre gelmiştir. Fakat son 25-30 yıldır Türk Milletine bir haller oldu. Hak’tan Hukuk’tan, Haklıdan yana olan millet, artık güçten güçlüden yana olur hale geldi.

Geçmişte bir 12 Eylül darbesi yaşadık. 12 Eylül’den evvel liderlerini delicesine sevenler, birden bire Kenan Evrenci oluverdiler. Araştırın bakın, 1980-1982 yıllarda doğan erkek çocuklarının çoğunun ismi Kenan hatta Kenan Evren’dir. 1980 Darbesi sonrasında bu kadar çok sevilen Kenan Evren’i resmi Devlet töreni yapılmasa öldüğünde gömecek insan bulunmayacaktı. Derken ardından Özal geldi. Kenan Evren’cilerin çoğu, eski sağcısı, solcusu, komünisti, liberali hepsi birden Özal’cı oldular. Dün peşinde koştukları Demirel’e, Ecevit’e, Erbakan’a, Türkeş’e söver hale geldi insanlar. 12 Eylül’ün getirmiş olduğu yanlışların başında gelen Cemaat’leşme, Cemaatlere ilginin artması ve artırılması neticesinde ortaya Fetullah Gülen diye biri çıktı. Adam ilkokul mezunu, nasılsa kapağı Devlete atmış vaiz olmuş. Bu İlkokul Diplomalı Vaizin En büyük özelliği vaazlarında salya sümük ağlamasıdır. Günün iktidarlarına yanaşarak, her devrin adamı olan bu Fetullah’ı güç olarak görenler etrafında birikti bu vaiz bozuntusunu bir güç haline getirdiler. Öyle bir Ulûhiyet kazandırdılar ki, Hâşâ neredeyse Peygamber yerine koydular. 15 Temmuz 2016 gecesi kalkıştığı darbe girişiminden sonra da bu İlkokul Diplomalı Vaize ana avrat sövmeye başladılar.

Geçtiğimiz Cumartesi günü 15 Temmuz’un yıl dönümü idi. Bütün Türkiye’de 15 Temmuz Darbesini lanetlemek için programlar yapıldı, meydanlar sabaha kadar Demokrasi nöbeti tutanlar tarafından dolduruldu. Çok değil birkaç yıl evvelini gözlerimin önüne getirdim. 17/25 Aralık olayından sonra bile, Cumhurbaşkanına, Ak Parti Hükümetine karşı çıkıp, bu Vaizin yanında yer alanlar, ona destek olanlar birden bire dönüverdiler. Demokrasi nöbetinde meydanları dolduranlara bakıyorum da her meslekten, her cenahtan, bir sürü insan, dün destek verdiklerine sövüp bugün de güçlünün yanında yer almışlar. Hem de hiç yüzleri kızarmadan, hiç utanıp sıkılmadan. 17/25 Aralık’tan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı FETÖ ile mücadelesinde yalnız bırakanlar, bugün En büyük Erdoğan’cı olmuşlar. Allah korusun 15 Temmuz 2016 gecesi bu vatan hainleri ya emellerine ulaşsaydılar. Bugün meydanları dolduranlar ne diye bağıracaklardı merak bile etmiyorum. Çünkü bu millete bir şeyler oldu. Bu millet böyle değildi. Dün Hakk’ın, haklının, mazlumun yanında olmakla övünen bu millet, bugün değirmen taşı gibi dönerek, daima güçlünün yanında olur hale gelmiş. Hem de hiç yüzleri kızarmadan.

Bu olaylar bana bir Bektaşi fıkrasını hatırlattı.

Bektaşi’nin biri bahar akşamı deniz kenarında kuytu bir yerde demlenirken; tebdili kıyafetle gece denetimlerine çıkan 4. Murat'a Han'a yakalanır. Padişah öfke ve hiddetle: Bre zındık! Orada karanlıkta ne yaparsın? Deyince, Bektaşi elindeki şişeyi arkasına saklar ve: Hava güzel Haşmetlim! Deniz havası alıyorum der. Padişah, peki o zaman arkanda sakladığın nedir diye sorar. Bektaşi şöyle cevap verir: Su efendim, su şişesi. 4.Murat: Peki. O suyun rengi neden kırmızı diye sorunca, Bektaşi şunu söyler: Efendim! Sizi görünce utancından kızardı.

Teşbihte hata olmaz.. Şarap bile utancından kızarırken, bazı insanların hiç yüzü kızarmıyor. İşte bütün mesele bu: Daima güçlüden yana olmak.. Hakmış, batılmış kimsenin umurunda değil, artık. Herkes bir Maske takmış, koskoca ülke Maskeli Balo salonu haline gelmiş.

Maskelerin düşürülüp, gerçek yüzlerin ortaya çıkması dileklerimle.

Hoşça kalın, Dostça kalın.

Bu yazı toplam 2050 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.