Zannediyorum 2009 yılıydı. Avrupa ve Amerika’yı ekonomik kriz kaplamıştı. Başta İzlanda, Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya gibi ülkeler kriz nedeniyle çok büyük sarsıntılar yaşamıştı. İzlanda satılığa çıkarılmış, Yunanistan memuruna, işçisine, emeklisine maaş ödeyemez duruma gelmişti. Zamanın Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bir konuşmasında, “Avrupa’yı vuran kriz bizi teğet geçti” demişti. Avrupa’da yaşanan kriz ülkeleri ve insanlarını hakikaten çok sarsmıştı. Yunanistan’da insanlar yiyecek ekmek bulmakta zorlanmıştı. 2009 krizinden sonra, krizi en çok yaşayan ülkeler gerekli ekonomik tedbirleri alarak, krizi atlatmaya çalıştılar. Nitekim de atlattılar. O yıllarda bizi yani Türkiye’yi ve Türk Milletini Teğet geçtiği söylenen kriz, şu anda bile bizleri ince ince çiziyor. Yaklaşık 5-6 aydan bu yana ülkemiz piyasalarında para sıkıntısı yaşanıyor. Bu sıkıntı her alanda hissediliyor. Oysa Avrupa Devletleri canları yanma pahasına almış oldukları tedbirler ile krizi atlattılar. Tabi krizlerin atlatılmasında bütün iş ülkeyi yönetenlerde bitiyor. Vatandaşlar için alınacak tedbirleri önce onların uygulaması, kemerleri önce yöneticilerin sıkması gerekiyor. Vatandaşlara kemer sıktırıp, kendileri kemerleri bollaştırıyorlarsa alınan ve alınacak olan tedbirlerin ne önemi olur ki. Bakınız 2009 krizinde emeklisine, memuruna maaş ödeyemeyecek duruma gelen Komşumuz Yunanistan bugün ne duruma gelmiş. Yunanistan Başbakanı yeni Anayasa tasarısıyla emeklilik yaşını kadınlarda 45’den 42’ye, erkeklerde ise 55’den 52’ye indirdi. Tüm limanlar, otoyollar ve köprü işletmelerini yabancı şirketlerden geri aldı, benim halkımın parası cebinde kalmalı dedi. Bütün Eğitim ve Sağlık hizmetlerini tamamen ücretsiz yaptı, iki yılda asgari ücreti 800 Euro’dan 1500 Euro’ya, (Bizim paramızla 5000 TL) çıkarttı. Öğrenim gören öğrencilere ait ulaşım ve yemek harcamalarının Devlet tarafından ödenmesine dair gelen Anayasa teklifini onayladı ve hayata geçirdi. Peki, bunları yaparken Yunanistan Başbakanı ne gibi tedbirler almıştı? İşte o tedbirler. Milletvekili maaşlarını 4000 Euro’dan 2000 Euro’ya indirdi. Yine vekillere ait olan resmi araçların hepsini sattı, vekil korumalarını ve şoförlerini de işten çıkartarak başka Devlet kurumlarına personel olarak yerleştirdi. Bakanların özel helikopter ve uçaklarını satarak parayı hazineye devretti. Bunu yaptığında karşı çıkan bütün bakanlara birer tarifeli ekonomik sınıf uçak bileti hediye etti. Devletin tüm lüks harcamalarını yasakladı ve resmi kurumlarda zorunlu olmadıkça Gündüz aydınlatma lambalarının yakılmaması talimatını verdi. Yunanistan Başbakanının kendisinin de özel şoförü ve koruması yok. Ailesiyle beraber babasına ait olan iki katlı evin üst katında yaşıyor. 1998 Model Toyoto Corolla marka araç kullanıyor, Mercedes veya Audi değil. Yunan Başbakanı vekillerin altından arabalarını, bakanların altından uçak ve Helikopterlerini alırken, bizde ise hala bırakın il ve ilçe daire müdürlerini, şube müdürleri bile neredeyse makam araçlarına binecek. Vatandaşa etin kilosu 50-60 TL’den satılırken, vekillerimiz mecliste etin kilosunu neredeyse 5 TL’den yiyiyor. Vatandaş fazla masraf olmasın diye evlerindeki sabit telefon hatlarını iptal ettirirken, bizim Milletvekillerimiz ayda 1 Milyon 200 Bin TL’lik cep telefonu faturasını Devlete, yani vatandaşa ödetiyor. Fabrikada çalışan bir vatandaş 337 Euro maaş alırken, Milli Takımlarımızın başına getirilen hocaya 350 Bin Euro Aylık Maaş Ödeniyor. Millet sefalet içinde yaşarken, Devlet saltanatı har vurup harman savuruyor. Elin Yunan’ı sıkarak krizden çıkarken, Türkiye savurganlık ile krize koşar adım gidiyor. Evet, Sevgili dostlar. Bundan 8 yıl önce Krizin en dibine batmış olan Yunanistan’da bugün asgari ücret 1500 Euro. Aynı krizin Teğet geçtiği Türkiye’de ise Asgari Ücret 337,5 Euro. Yani 1404.-TL Ben başkaca bir şey demeyeceğim. Yorum ve değerlendirmeleri tamamen siz okurlarıma bırakacağım. Türkiye’de de Asgari Ücretin 1500 Euro’lara çıkması dileklerimle. Hoşça Kalın, Dostça Kalın.