31 Mart seçimlerini geride bıraktık. Kazananlar sevindi, kaybedenler üzüldü. Yapacak bir şey yok, her seçimin bir kazananı olacaktı, oldu. 
31 Mart seçimleri öncesinde yazmış olduğum köşe yazılarımda, Osmaneli’de seçimlerin enteresan geçeceğini belirtmiştim, geçti. Siyasi partilerin karşı parti üyelerinden oy almak yerine, öncelikle kendi üyelerini oy için ikna etmeleri gerektiğini yazmıştım, fakat siyasi partilerin bu uyarımızı dikkate almadıklarını gördüm ki, siyasi partiler kendi üyelerinin oylarının çoğunu karşı parti veya adaya kaptırdılar. 
2004 yerel seçimlerinden bu yana Osmaneli’de yerelde iktidar olan Ak Parti, seçimleri açık ara farkla kaybetti. Ak Parti Osmaneli’de bir önceki seçimden 2,800 oy daha az alarak üçüncü parti konumuna düştü. Aday belirleme sürecinde yapılan yanlışlıklar, yine seçim öncesinde teşkilat yapısıyla oynanması, seçim kaybedilmesinin başlıca sebepleridir. Ak Partinin Aday tanıtımı için yaptığı toplantıda seçimi kaybettiği ortaya çıkmıştı. Toplantıya Osmaneli ilçesinden olanların katılımının az olması, ayrıca yapılan konuşmlar, Ak Parti’nin kan kaybettiğinin birer işarti olsa da, bunu ne ilçe teşkilatı, ne de başkan adayı herhalde göremedi. Ak Parti’nin Osmaneli’ne yönelik projeleri çokta konuşulmazken, belediyenin iktidardan olmazsa Osmaneli’ne hizmet gelmeyeceği söylemleri vatandaş tarafından “TEHDİT” olarak algılandı. Yine Hem Milletvekili Yağcı’nın, Hem İl Başkanı Karabıyık’ın hem de İlçe Başkanı Kamil Can Yılmaz’ın sürekli Münür Şahin’e yüklenmeleri, ters teperek, Münür Şahin’i mağdur duruma düşürdü ve oyların Münür Şahin’e gitmesine sebep oldu. Adaylık sürecinde de Münür Şahin’in aday yapılmayarak mağdur edilmesine bu söylemler de eklenince, Ak Parti tabanı buna sert bir şekilde cevap verdi. Ayrıca, Ak Parti’nin Osmaneli Belediye Başkanlığına geçen seçimde MHP’den Belediye Başkan adayı olmuş Mustafa Kürek’i getirmesi hataların en büyüğü idi. Ak Parti tabanı, “Partimizde hiç mi başka aday olacak birileri yok da başka bir partiden, hem de geçmiş seçimde bizlere rakip olmuş birisi aday yapıldı” diyerek tepkisini ortaya koydu. Yine Münür Şahin ile ilgili olarak yapılan “TELEFON” propagandalarının da ters teptiği 31 Mart günü ortaya çıktı. Diğer ilçelerde müdahil oldu mu bilemem ama Milletvekili Selim Yağcı’nın Osmaneli ilçesine çok müdahil olması, İlçe Başkan ve Teşkilatının bu konuda pasif kalması da Ak Parti’nin kaybetmesinin temel esaslarından biridir. Birçok Ak Parti üyesi arkadaşa şahit oldum ki, sırf Milletvekili Selim Yağcı’ya tepki olarak kendi partilerine oy vermediler. Bunu da açık açık ifade edenler oldu. 
Ak Parti Osmaneli ilçesinde büyük bir yara almıştır. Belediye Başkanlığında alınan 1,518 oy Ak Parti’nin kalesi olan Osmaneli’de şapkaların öne konmasına sebep olmalıdır. Belediye Meclis listesinde yapılan hatalar, Bağımsız Belediye Meclisi adayı Yalçın Yağız’ın bile gerisine düşülmesine neden olmuştur. Ak Parti teşkilatı 31 Mart’ta kaybedilen 2.800 Oy’un hesabını kendi tabanına nasıl anlatacak, orası da kendilerinin bileceği bir iştir. 
Velhasılı 31 Mart, Osmaneli’de Ak Parti açısından acılarla dolu bir seçim olmuştur. Başta Milletvekili Yağcı’nın Osmaneli’ne çok müdahil olması, adayın değişmesi konusundaki ısrarı, özellikle seçimlere 1,5 ay kala teşkilat yapısıyla oynanması, ilçe başkanı ve yönetimin sık sık değiştirilmesi. Osmaneli’de seçimlerle ilgili özellikle Ak Parti tabanının konuştuğu tek bir şey var. O da Osmaneli’de seçimi Ak Parti değil, Milletvekili Selim Yağcı kaybetmiştir. Bunu ben değil Osmaneli’deki Ak Parti üyeleri, Ak Parti sevdalıları söylüyor. Ne diyelim bize düşen Geçmiş Olsun demek.