SERKAN KARYAĞDI

SERKAN KARYAĞDI

ADALET

A+A-

Adalette neymiş? Bakın 7 gün oldu “21 Haziran En Uzun Gün”… Koskoca Samanyolu Galaksisinin nadide yıldızı Güneş; Dünya’ya gündüz ve geceyi yılda 2 gün kardeş payı yapıyor! 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde. Diğer günlerin hiç birisinde bu iki günde olduğu kadar adil olmuyor. Güneşin bile “Adalet” konusunda kararsız olduğu Dünyada(!) insanoğlu neyin peşinde Diyenler var mıdır? ya da bu fikre katılıyor musunuz?

 

Bende diyorum ki, aslında Adalet; tamda Güneş’in Dünya’ya yaptığı gibi olması gereken yere, gerekli zamanda ihtiyacı kadar ışık ve ısı verir ve bu sayede 4 mevsim, doğa olayları, biyolojik döngüler sağlanır ve bu ekosistem ancak bu sayede “Denge” sağlar. Dünyanın çekirdeğinden, atmosferin en üst noktasına kadar bir dengenin olduğuna, bu dengenin de adalet sayesinde olduğuna şüphe duyan, yazının kalan kısmını okumasın.
    İşte dünyadaki bu dengeyi, eşitlikleri, denklikleri bozan bir tek organizma var “İnsan”. Evrende bilinen en küçük parçacıklardan biri olan “nötron”u bile parçalayan İnsan, diğer canlılar için, hatta evrenin geri kalanı için en büyük tehdit. Tabii bütün bunların yanında fazla düşünmekten dolayı toplum yararına iş yapmaktan çok, sistem zararına menfaat sağladığı için medeniyetler, “Adalet” adı altında kurumsal yapı(lar) inşa etmişlerdir. Ne garip ki araştırmalar, hukukun temellerinin M.Ö 5000-3000 yılları arasında Mezopotamya bölgesinde atıldığı belirtiliyor. Tohumları Ortadoğu’da atılan kurumsal yapının, aynı bölgede bugünkü durumuna dikkatinize sunuyorum.
    Hukukun temeli yasalar, yasaların omurgası Anayasalardır.  Devletler Anayasa sayesinde kurumsal yapılarını işletir, bu sayede geleceklerini tayin ederler. Türk toplumu Anayasayla 1876’da tanışmış, çeşitli değişikliklerle beraber T.C. Anayasası günümüze kadar gelmiştir. Sorun şu ki; değişse de değişmese de siyasetteki etki alanı çok geniştir. (Bkz. Sezer’in Ecevit’e Anayasa kitabını fırlatması). Dünyada bilinen ilk siyasi anayasa taslağı 1215 yılında hazırlanmış ismi “MAGNA CARTA”, 800 yıl önce MagnaCarta’nın maddelerinden birisi ne diyor biliyor musunuz? “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır.”Yorumu tamamen size bırakıyorum.
    3 örnek olay; 
1)    Sahte çekle fatura karşılığı alışveriş yapılıyor. Çek ödenmiyor, sahte olduğu anlaşılıp yargıya intikal ediyor. Bu arada borçlu ödeme imkânının olmadığını iddia ederken babası vefat ediyor. Babasından miras kalan yerler 1 kardeşe vekâletle verilip satışı gerçekleşiyor. Satış işlemi “Hileli satış davası” ile engellenmek isteniyor. Bu arada adliyenin dışında başka içinde başka konuşmalar dönüyor. Vekâleti alan satışı yapan Ağabey, avukata kısmen ödeme yaparak borcu kapatacağını söylüyor. Mahkemede Hâkime paraları hasta olan kızının tedavisinde kullandığını, kardeşlerinin buna rıza gösterdiğini iddia ediyor. Davadan sonra (fetö soruşturması vasıtasıyla) davanın görüldüğü adliyede ne hâkim, ne savcı kaldı. Davayı alan hâkim başka, şu an gören hâkim başka. 
Sahte çeke ne mi oldu? 11.11.2014 yılından beri cirantalar aranıyor, ifadeleri alınamadığı için soruşturma sürüyor.
2)    Bekleyen icra dosyaları var, hacze çıkılamıyor neden mi? İcra Müdürü fetö soruşturması kapsamında açığa alındı. Yenisini atasınlar! Hayır, görevine son verilmedi sadece açığa alındı. Atama yapılamaz.
3)    UYAP sorgusu sonucu tapuları bulunan borçlunun tapularına 1. Sıradan haciz konuldu. İcra dosyasına 1. Sıradan yazıldı. Tapulara kıymet takdiri yapıldı (bunun için icra dairesine hatırı sayılır bir teminat yatırıldı). Davadan bugüne 18 aydan uzun süre geçti, alacak durduğu gibi, teminatta icra müdürlüğü hesabında bloke. 
•    Tamam, satışa çıkalım! 
•    Hayhay, ancak küçük bir sorun var tapularda sizin icra dosyalarınızdan önce, xbank ve ybank’ın ipotekleri var. Dolayısıyla satış işleminden sonra, önce o bankalara olan borçlar ödenecek sonra kalan bize alacak olacak geçecek. 
•    Nasıl olur?
•    Tapu memurunun kabahati, memur soruşturma geçiriyor!
•    Peki, satmayalım icra dairesindeki paramızı alalım. 
•    Ama icra müdürü açığa alındı!!!
    Müvekkilin alacak dosyaları 250bin TL, davaların sürdürülebilirliği??? yorumu size bırakıyorum. Olayların tamamı bir T.C mahkemesinde cereyan ediyor. Bu esnafın 2014 yılında Bilecik vergi rekortmenleri sıralamasında ilk 100’de olduğuna da dikkat çekmek isterim. Bu rakamlara göre yıllık cirosunun %25’i icralık. Türkiye’de ticaret hacmine göre bir oranlama yapın, size son çeyrekte % 5 büyüyen Türkiye Ekonomisi tablosunu verir.
    Halkın yarısının “Şeriat”, yarısının “Laiklik” istediği toplumlarda, hukuk batıya göre işletilmeye çalışılırsa, hele eğitim çağın gerisindeyse “Adalet” zorlanır. Hadi ilk paragraftaki Dünya “TÜRKİYE” Güneş “Anayasa” olsun. Böyle durumlarda kimisi “ver mehteri” der, kimisi “Diriliş” hâlbuki dünya döner durur, Evren; “Daima İleri” der! Kimisi için “durmak yoktur, yola devamdır” çünkü “beraber yürüdükleriyle, yağan yağmurda beraber ıslanmışlardır”. Kimisi de yürür, anca “ADALETE” gider(!) 

Bu yazı toplam 5748 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.